29 Mayıs 2009 Cuma

Taş

  • sonunda korktuğum, korkusundan ders dahi çalışamadığım, nefesimi kesen final gerçekleşti.ve tepkim piiiiiiiiii bu muydu ? ahaha ukala olmayı hakediyorum !
  • 3 ay yalovada kalıcak olmak bana koyar koyar ooff !
  • feribotta kızın teki " abla yeteneğin eş anlamlısı ne ?" diye sorunca bi an "ability" dicem sandım. ingilizce kanıma işlemiş !. Kabiliyet çocuum !
  • ne de hoş bi gündü, sırtımdaki yükleri teker teker attım. şimdi gerçekten kusursuz şekilde mutluyum. bazen bizi rahatsız eden şeyleri koparıp atmak gerekiyormuş. öyle yaptım ve inanılmaz rahatladım. gereksiz şeyler için no çaba ! (:
  • Kelebek ömrüne yas tutar gibi..
  • hayat sevince güzel, sevince tatlı günler, bir kuşu, kelebeği, bir taşı sevin yeter ! evet bi taşı seviyorum kesinlikle bir taş ! ahaha (:

27 Mayıs 2009 Çarşamba

Ben'den Ben'e Tavsiye Zinciri

  • vay benim dertli başım, vay benim çileli başım. çok acıyorum kendime yaa. nolucak bu kızın hali, benim damlam aptal, benim damlam saff, anaaam çok üzülüyorum bu kızaaa.
  • artık benim olayım bunalımı da aştı gitti kaf dağına vardı bişeyler oldu yani. mallaştım artık. valla en iyisi böyleymiş. salak olucaksın, düşünmiceksin, her boka kafanı yormıcaksın, dümdüz yaşıcaksın işte yaaa aaaa çok mu zor.
  • ah be damla nolurdu sen diğer insanlar gibi yaşasaydın. basit bi hayatın olsaydı. niye düşündün bu kadar a be çocum ? kurdukça kurdun kafanda bak. kuruntularından burdan başıbüyüğe yol olucak yakında.üstelik kafana taktığın şeyler de bişeye yaramıyo be yavrum. senin düşündüklerin seni senin düşündüğün gibi düşünüyomu acaba ? bunu hiç düşündün mü ? a yok yok düşünme zaten. sakın düşünme. ben söyliyim. HAYIR. asla kimse seni tınlamaz bu hayatta. kendi kendine bunalıma girer salya sümük ağlarsın. eline geçen bikaç adet ıslak mendil ve şişmiş gözler. he bi de jiletli kolyen var ama o pek bişeye yaramaz. sadece çağrışım yapıp başka materyaller aramana sebep olur. onun sonu da iyi değil zaten. yani kızım demem o ki kimse seni sallamıyo. sen niye kendini yiyip bitiresin. boşver. kendin coş e be yavrum . hadi benim prenses kızım.
  • Damlacım sana bi tavsiye, şimdi kalkıyosun o pcnin başından, mutfağa ilerliyorsun ağır adımlarla, sürahiyi kaldırıp kafana geçiriyosun, şey ıımm pardon, sürahiyi alıp bardağa su dolduruyosun. bunun üzerine en iyi yapılcak şey bu çünkü.
  • Bakiim .damla napıyosun ? yine parmaklarınla mı oynuyosun sen. sen bişey düşündüğün zaman bunu yaparsın. ben sana blogun başında ne dedim allah aşkına. hiçmi söz dinlemez insan. dudaklarını da yeme öyle. düşünmiceksin dedimse düşünmiceksin beni dinlemenin zamanı gelmedi mi artık. ne kadar dik kafalısın. çabuk odana çık !
  • Bak damla birinin söylediği bir cümleye 1654346 değişik açıdan bakmayı bırak tamam mı ? Komik oluyosun. Baksana neleri yanlış anlamışsın höh yani. Biri sana ateş var mı dese evlenme teklif ediyo sanıcaksın. Hayır korkuyorum sonun tımarhanelik olucak. bu gidişe bir dur demek lazım. Ne ? Durmak yok yola devam mı ? Ohooo sen kırmışsın kafayı Damlacım. Tayyip mayyip ne ayak ?
  • Hadi şimdi o koca çeneni kapa, düşünmekten vazgeç, müzik aç, bişeylerle uğraş, facebooka gir, manken giydirme oyunu oyna ne biliyim, bişey yap düşünme.

kussam, ağlasam


çarşambaların en yalnız ve en sıkıcısı bugün.
yine benim deli aklım birşeye takılmış,
beni tınlamıyor..
yapma etme diyorum, finale çalışman gerekiyor diyorum.
hem zaten taktığın şey de kayda değer bişey değil diyorum.
ama hayır,
beni dinlemiyor.
bir çalışma notları yayılmış masama gidiyorum,
bir odama..
belki kafamdaki sorulara cevap verecek bir gelişme olur umuduyla..
gidip geliyorum ama hiçbir şey değişmiyor..
tamam diyorum aptallığın sırası değil,
adam gibi ders çalışıyım biticek nasılsa diyorum.
geçiyorum masamın başına..
ama yok..
kafam almıyor..o kadar doldu ki saçma sapan kuruntularımla.
ifli cümleler, reported speechler, pasive voiceler fışkırıyor beynimden..
kabul etmiyor beynim onun dışındaki hiçbir bilgiyi.
finali geçemezsem çok kötü şeyler olucak biliyorum.
biliyorum ama bu kadar işte.
sadece biliyorum.
yapamıyorum.belki bildiklerim yeterli ama.
daha fazla çalışmam gerektiğini hissediyorum.
olmuyor.
kendimi avutucak bahanelerim de tükendi artık.
sanki içimde bir fil oturuyor.
hani birbirinden alakasız bir sürü yiyeceği ardı ardına yersin de..
karışınca mideni rahatsız eder ya,
tuhaf bir his olur karnında..
kusmak istersin kusamazsın, artık karşına su bile çıksa miden bulanır.
işte öyle bişey..
bu hissin nasıl geçeceğini adım gibi biliyorum.
ve yine biliyorum ki yapabileceğim tek şey,
geçmesini beklemek.
bu sırada Yasemin Mori " yoksun, nedenin yoksa.." diyor..
işte geçmesini sağlayacak nedenim yok şuan ortada..
ondan böyle kendimden bezmişliğim,
salonla, odam arasında gidip gelişim,

hıhı.
evet biliyorum.
düşünme ve ders çalış.
hıhı .
tabi.
o kadar kolaydı da.

26 Mayıs 2009 Salı

Yer açsın eski ölüler hemen yeni ölülerine.


bir varmış bir yokmuş, allahın kulu mısır tanesinden çokmuş, yeşil olmalı al olmalı, masallar masal olmalı. her masalda bir ibret var, gerçeğe misal olmalı. ben diyiiiim uzakta, siz diyiin yakında. Yorgunella adında bi kız yaşarmış..Bu kız o kadar çirkin o kadar çirkinmiş ki ona bakan yatağa düşermiş. Bu yüzden evine kimse uğramazmış. Bir gün Yorgunella çirkinliğinden bunalıma girmiş, kendini sokağa atmış, az giderken, uz giderken bir de bakmış ki kaybolmuş, ormanda uzun süre koşmuş, yorgunluktan fenalıklar geçirince durup etrafına bakmış, hiç görmediği bi yermiş burası. evine dönmeye çalışmış ama yolu bulamamış. Bi de bakmış ki karşısında çok süslü bir villa duruyor. Sevinçle kapısını çalmış, Kapıyı Adriana Lima açmış. Yorgunella ona hayranlıkla bakarak "ormanda yolumu kaybettim geceyi burda geçirebilirmiyim" demiş. "Hayır" diyerek kapıyı yüzüne kapamış Adriana. Yorgunella içinden küfür etmeye başlamışken kapı tekrar açılmış, "İçerde Angelina jolie ve Brad Pitt var bana çaya geldiler onlara hizmet edersen kalabilirsin" demiş. Yorgunella Brad Pitt'in içerde olduğunu duyunca kendinden geçmiş. Hemen kabul edip içeri girmiş. Brad ile Angelina kısır yiyip muhabbet ediyorlarmış. Yorgunella'ya çok kötü davranmışlar. Yorgunella " artık duramam buralarda gayri" diyip kendini dışarı atmış. Akşama kadar ormanda dolaşmış Hava kararmaya başlayınca etrafına bakınırken başka bi kulube görmüş. Hemen kapıyı çalmış. Kapıyı Hayko Cepkin açmış. "Şimdi o da çirkinliğimi görünce kapıyı suratıma çarpıcak" diye düşünürken Hayko'nun gülümsediğini görmüş. "ormanda yolumu kaybettim geceyi burda geçirebilirmiyim" demiş. "Tabii çok memnun olurum" demiş Hayko. Hayko yorgunellaya çok iyi davranmış, arkadaşlarıyla tanıştırmış. Çirkin kız Yorgunellanın önüne çeşit çeşit yiyecekler koymuş Günler günleri kovalarken Hayko Yorgunella'ya aşık olmuş. Yorgunella ile sonsuza dek mutlu yaşamışlar. Ve o günden sonra Yorgunella kimsenin ona çirkin demesine aldırış etmemiş.








Sussana Damla. Saçmaladın. Bu ne şimdi.


yorgunella çirkin ve aptal ha ha ha. kıskanın.


  • bazen düşünüyorum da müzik olmasaydı napardım acaba.ne kadar yavan bi hayatım olurdu. zaten ot gibi yaşıyorum,müzik biraz ekşın katıyo hayatıma. müzik dinlerken bazen kendimi bombok hissediyorum bazen acayip keyifli. işte bunu seviyorum. ruh halimi değiştirdikleri için. bakıyorum eğer bunalıma girmek üzereysem açıyorum kolbastıyı, biraz kolbastı oynuyorum geçiyo.haha hayır laz değilim =D
  • önceden iştahım az derdim. artık hiç yok. ya acıkmışım, önümde de bir tencere dolusu sarma var. ama yiyemiyorum. hayatımda hissettiğim en boktan his. açım ve içimden yemek gelmiyor. hem de en sevdiğim şeyi. çok üzülüyorum kendime. acıyorum da aynı zamanda. vah benim bahtsız damlamm vah.
  • yaşlı kadınlardan nefret ediyorum. evet bunu böyle gocunmadan söyleyebilitem var. o kadar gevezeler ki tanrıımmm ! kipa servisini beklerken kulak misafiri oldum. olmaz olaydım. konudan konuya atlıyolar. herşeyi de biliyolar. yani ne doktorlar bişey biliyo ne öğretmenler bişey biliyo. herşeyin en iyisini onlar bilir. gerçekten sabır katsayım çok düşük. en iyisi ben hiç çıkmiiim evden. sadece kendim ve ben (:
  • sanırım hayatımda bişeyler düzeliyor. çok yavaş ilerliyor herşey. evet ama milim milim de olsa ilerlediğini görüyorum. keşke filmlerdeki gibi hayatımda da "4 yıl sonra" yazabilseydi. Evet bu ancak yorgunellaya yakışır bi fikir.yiyim içiyim yatıyım.
  • bu aralar herkese çirkin demeye başladım. sonumu pek parlak görmüyorum. ben böyle değildim, hayat beni kendini beğenmiş yaptı. bişeye de benzesem bari.

25 Mayıs 2009 Pazartesi

aaasım

  • evin önündeki parkta keyifle bisiklet süren çocukların kulağını çekip bisikletini elinden alıp kaçasım var.
  • yavaş süren minibüs şöforüne " çık git, in arabadan, bakkaldan mı aldın ehliyeti hacıı" diyesim var.
  • üniversite dekanının karşısına geçip dilber hala taklidi yapasım var " allaahhh, sen bilirsiinn"
  • Dest-i izdivaça katılıp kendime bi ev, bi araba sahibi, 18-35 yaşları arasında, esmer, boylu poslu, yakışıklı, karizmatik, sempatik, romantik bi koca bulasım var.
  • Yolda bana her bakana " ne baktın farklı mı geldi ? " diye çemkiresim var.
  • kendini bi bok sanan arkadaşlarıma hayatlarında duymadıkları küfürleri edesim var. (küfür kültürüm oldukça gelişmiştir, babam sağolsun)
  • herşeyi çok pis itiraf edesim var.
  • Meriç erkan fan olup Ahuuuuuuu'ya meriçi mutlu etmiyorsun diyesim var.
  • Sürekli laz müzikleri çalan üst kat komşuma çıkıp " hemen şimdi o müziği kapat yoksa içeri girer kafanı o müzik setine vurur pekmezini akıtırım" diyesim var.
  • çiğköfte yapmayı deneyesim var. olmasa bile yiyip komaya giresim var.
  • Yalovanın en işlek caddesine çıkıp kolbastı yapasım var. ( Kolbastı oynayabilitem var,yetenekli insanın hali başka)
  • hiç çalmayan telefonumu duvardan duvara vurup parçalayasım var.
  • saçlarımı kazıtasım var. kellikte yakışır belki hı?
  • finale çalışmayıp yan gelip yatasım var.
  • asım var oğlu var.

23 Mayıs 2009 Cumartesi

bir gün bir gün bir çocuk eve de gelmiş kimse yok.

  • şu sıralar hayatımda değişiklikler olduğunu görüyorum. bazıları iyi, bazıları kötü. ama sanırım sevdim değişikliği ben. en azından kafa yorucak yeni bi gelişme daha dimi (: yo yo yo yorgunella artık boşvermekten yorulacak. kafaya takmamak yorucak onu artık. düşünmemek. belki de mutluluk yorucak onu. tatlı yorgunluklar. sevdim sevdim evet.
  • 1 haziranda, bi çantacıda işe başlıyorum. evde oturup kafayı yememem için gerekliydi böyle herhangi bi iş. İngilizce bilen birini arıyorlarmış. Yalova'ya yazın araplar dolup çılgınca alışveriç yaptıkları için. Adam "ben ingilizce bilmiyorum, onlarla anlaşamıyorum" dedi. Ben de atladım ortaya tabi. "Beeen konuşur, anlaşırım onlarlaaann. Hazırlık bitirdim brehh brehhh" diye. E doğal olarak alındım işe. Ama ben ingilizce bilmiyorum ki :/. Tamam hazırlık okudum ama bi sor bakalım nasıl okudum. Kah kantinde, kah kütüphanede (:. Ama tabi derdimizi anlatacak ve dertlerini anlayacak kadar var ingilizcemiz. Şimdilik böyle avutuyorum kendimi. Baktım olmadı ingilizce konuşamıyorum. Kaçıveririm oralardan utanç içinde evime. Napalım.
  • Artık annem yemek yapmıyor. Evet ne kadar acı bir durum değil mi . Artık iş kadını olmuşmuş, eve geç geliyomuşmuş, nolurdu ben öğrenseymişim de eve geldiğinde sıcak bi yemek bulsaymış. Benim şikayet etmem gerekirken o bana demediğini bırakmadı peeeh. Napiiim ben de beceriksizler kulübünün bi üyesiyim işte. hayır yani öğrensem müthiş yemekler yaparım daaaa işte zaman olmuyo, e heveste lazım şimdi. ne gerek var. bilen yapsın.
  • hayko yanıbaşımda hep konuşsun ben de hep onu dinliyim. huzur verici ses tonu. herkeste bulunmaz.
  • Tam keyfim yerindeyken, winampta eeelenceli şarkılar dinlerken, blog yazmaya dalmışken, birden çıkan Zeki Müren bütün keyfimi yok etti. "Ben kalbimdenn başka yerde inan seni bulamadım......" Şimdi napiim yani ben. Sonra melankoliğe çıkıyor adım. off uleeenn. "ömrümce hep adım adım..her yerde seni aradım..kenarlarda, köşelerde , kadehlerde, şişelerde..ben kalbimden başka yerde inan seni bulamadımm"
  • şu insanlar niye kendilerini bu kadar çok önemserler ? Anlamlandıramıyorum ve gerçekten çok gülüyorum (: Sanki onlar olmasa dünya dönmezmiş gibi. Bi de hata yaptıkları halde hala karşısındakileri hatalı görürler ya. Ooooo çıldır çıldırr (: Oğğğluum bi kop git manyak mısın nesin. Ne sanıyosaan kendini. Gerizekalılar grubu baş vekili.
  • 29unda final var. Ders çalışmaya başladım başlamasına ama. 20 dakka ders 1 saat ara. Yok kardeşim yok benim tüm çalışma hevesim gitmiş. Nazar değdi biliyorum. Oysa ne çok severdim ben ders çalışmayı. Oturur saatlerce kalkmazdım başında. Eeeyyyyy gidi günler. İnsanlar değişiyor işte.

21 Mayıs 2009 Perşembe

...........

Ben bekleyebilirim
Hayatın baharına tutunup
Kışı geçiririm
Ağlamalarım bitene, yalnızlığım gidene kadar
Uyanırım sabahları, umudumun suyunu veririm
Bir şarkı söylerim sana
Sözlerini bilmediğim
Seni severim o bilmediğim şarkı gibi
Öpüşmeyi özlerim senle
Hiç öpüşmedik ki diyeceksin soranlara
Olsun, sen beni sevdin mi hiç ?
Ama ben seni özleyebiliyorum
Bu da benim yeteneğim
Olmasanda severim seni
Hatta ayrılırım senden, haberin olmaz

20 Mayıs 2009 Çarşamba

Mutlu

yorgunella 7.20'de uyandı Johnny Depp'e göz kırptı,aynada Damla'ya gülümsedi ve günaydın dedi.İyilikle kahvaltı etti ve çantasını koluna takıp dışarı çıktı.O çok sevdiği okuluna gidecekti. Kapıdan çıkar çıkmaz rüzgarla karşılaştı, sohbet ede ede caddeye indiler.ne kadar da özlemişti rüzgarı.tatlı tatlı sohbet edip ayrıldılar. Yorgunellanın eskiden dostu olan Hüzün artık onu aramıyor, sormuyordu. Yorgunella artık kendine yeni bir dost bulmuştu. Mutlulukla günleri güzel geçiyor, gözyaşını onun yardımıyla kovuyordu. Melankoliyle de kanlı bıçaklı olmuşlardı. Artık Yorgunellanın yaşadığı şehre bile uğrayamazdı. Yorgunella yanında mutluluk ve aralarına sonradan katılan heyecanla çok sevdiği okuluna gitti. Heyecanla arkadaş olduklarından beri karnında kelebekler uçuyormuş gibi hissediyordu. Ama halinden memnundu. Mutluluk arada bir yorgunellaya uğrayan hayal kırıklığını artık uğramaması için ikna ediyordu. Tüm bunlar olurken yanlarına dostluk ve güven katılmıştı. Yorgunella hep gülüyordu onlar sayesinde. Ama bişey eksikti. Hep yarım kalıyordu. Yorgunella tam bunları düşünürken kapıdan içeri aşk girdi. Yorgunella o anda eksik olan şeyin aşk olduğunu anladı. Aşk ona gülümsüyordu. İşte şimdi yorgunellanın hayatında herşey tamamlanmıştı. İyilik, dostluk,güven,mutluluk,heyecan ve aşk...

18 Mayıs 2009 Pazartesi

complicated.


şuan önümde.
intermediate students book + workbook.
böğürtlenli pasta.
iki bardak ikisi de kolalı.
çubuk kraker.
kolye.
kalem.
telefon.
kullanılmış peçete.
essay örneği.
cüzdan.

bakıyorum da herşey ne kadar karışmış.
baktıkça aklıma benzetiyorum masamın üstünü.
aklım da da herşey birbirine geçmiş durumda.
bişeyi alıp başka bi yere koymuşum.
en alakasız şeyler yanyana.
neyi nereye koyacağımı şaşırmışım.
şimdi pastayı mutfağa,
kitapları çantama,
peçeteyi çöpe,
koysam.
düzelir masa.
bu kadar basit.
ama aklımı düzenleyemiyorum ben artık.
elime bişeyi alıp çaresizce koyacak yer arıyorum.
bulamıyorum.başka bişeyin üstüne koyuyorum.
bok çukuruna dönüştü iyice.
kim düzenleyecek şimdi burayı.
kim karıştırdıysa o.

aptal

bezelye ayıkladım.
annem offladı.
ders çalıştım.
içim çok sıkıldı.
nerdeyse ağlayacaktım.
nev dinledim.
susucam artık dedim.
sustum.
galiba başardım.
telefonum da oldukça suskundu.
çubuk kraker yedim.
her ısırıkta kalbimin kırıklığını hatırladım.

coca cola içtim.
çatlaklarından içeri sızdı.
asit içimi yaktı.
içim yandı.
karnımda uçuşan kelebekler fazla hızlandılar.
canımı acıtıyorlar.
rüyamda filler gördüm.
arkalarından baktım.
gelip almadılar beni.
şişko şeyler.
artık istemiyorum dedi ağzım.
ama kalbim istiyorum dedi.
susturucaktım salağı.
olmadı.
ama istemiyorum.
parmaklarım da ağzımdan yana.
kim kalbimden yana ?
gelicek mi.
gelmicek.
gelmicek.
gelmicek.
gelmicek.
gelmicek.
gelmesin.
gelme
gel.
geeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeel.

Yorgunella'nın gerçekleşmeyecek dileği için yardım kampanyası

Dün Yorgunella'nın doğum günüydü. 17 Mayıs..evet yorgunella mutluydu.insanlar doğum günlerinde mutlu olurlar çünkü.ama olması gereken bi doğum günü gibi olmadı o gün.yorgunella sabah kalktı, elini yüzünü yıkadı, aynaya baktı, yihuuu 19 oldum..dedi.kendine gülümsedi, sonra annesinin hediye olarak alınan ama sürpriz olmayan pantolonunu değiştirmesi gerektiği aklına geldi.çünkü bol durmuştu üstüne, bol duran pantolon muydu yoksa yeni yaşı mı, ?.değiştirmeliyim dedi içinden yorgunella.derhal !. sonra annesi sen gitmişken bi pasta al da gel ben hiç çıkmıyım dedi ona. yorgunella şaşırdı ama aslında hoşuna gitmişti. kendi kendine pasta alıcak he !. zaten eskiden beri doğum gününde alınan pastaları sevmezdi.alan kendi beğenisine göre alırdı çünkü..hemen hazırlandı süslendi ve çıktı 19 yaşındaki yorgunella. sahi ne güzel bi şeydi 19 yaşında olmak,18ini doldurmuş bi bayandı o artık.sorumluluk sahibi, yetişkin, olgun.. bunu doyasıya yaşamak istedi ama biliyodu .içindeki çocuk onu asla terketmeyecekti. isterse 49 yaşında olsun.bunu düşünürken anlamsız bi sevinç doldu içine. 19 yaşında bi çocuğum ben hahaha.gidip pasta seçti kendine.böğürtlenli. pek güzel gözüküyodu pasta.ve kenarlarında LOVE yazıyodu.işte bu dedi içinden 19. yaş günüme de böyle aşk dolu bi pasta yakışır !. aldı daha sonra hediyesini seçti.ve evine döndü.herkesin yapması gereken işleri, gitmesi gereken yerleri vardı. buyüzden 7den önce kesilmeliydi pasta.yorgunella kalkıp mumlarını dikmeye başladı.pembe,beyaz,kırmızı mumlar.yerleştirdi. ve geçip oturdu koltuğuna. bakın benim haberim yokmuş şimdi tamam mı ? dedi. meğersem siz bana sürpriz yapıyomuşsunuz dedi. güldüler ona.içlerinden tam bi manyak diyolardı.pasta geldi ve dilek dilemeye koyuldu yorgunella. o kadar çok dileği vardı ki. dileği gerçekleşecekler sırasının en sonunda beklemeye devam ediyodu çünkü.bisüre sonra yeter ama ne çok şey diledin diye sızlanmaya başladılar mecburen kesti dilek dilemeyi yorgunella dileyemediği diğer dileklerinden özür dileyerek.ve üffffledi yorgunella.öyle bi üfleyişti ki bu.sanki içindeki tüm sıkıtınyı atıvermişti.zevkle ve beceriksizce kesti pastasını. en büyük dilim ona verildi. ve afiyetle yedi.pastanın love yazan kısmı ona gelmişti.yorgunella çocuk çocuk gülümsedi ona. bana geleceğini biliyodum diye fısıldadı. içten içe haz duydu çünkü aşk onu seçmişti. zevkle yedi aşkı yorgunella. şimdi çok mutlu 19 yaşında bi çocuktu yorgunella.
eğer bunları okuduysanız yorgunellanın dileklerinin gerçekleşmesi için bir dilekte bulunur musunuz ?
inanın buna çok ihtiyacı var.
gerçekleşmeyecek olan bi dileği bu kadar çok sevdiği için sizin yardımınıza ihtiyacı var.
Onu sevin.

14 Mayıs 2009 Perşembe

Bugün resmine dokundum ben.

bu sadece bugünü içeren bi yazıdır. eğer ki içinde başka günlere ait gıllıycik anılar varsa görmezden gelin. hafızamda yer etmiştir hor görmeyin.


benim bugün içim yandı.
yo yo adana kebap yemedim.
hayır hayır baklava da yemedim.
ama içim yandı.
su içtiiim içtiiim içtiiiim .
geçmedi. içimin taaaaa derinlerinde,
biri,
mumu söndürmeyi unutmuş,
rüzgar perdeyi havalandırmış,
perde tutuşmuş,
koltuklara sıçramış,
kimse de yokmuş söndürücek.
içimi yakan söndürmesini bilsin.

*

bugün kantin siyah-beyazdı.
neden mi?
neden miii ?
Tanrım böyle bi soru sormuş olamazsın.
Eğer beşiktaşlı olsaydın anlardın.
Ya da.
fenerbahçeli de olsan anlardın haha.
Kaybettin boşver,
yüreğin buna da alışır !

*

13 Mayıs 2009 Çarşamba

yorgunella artık gerçekten yoruldu ümit etmekten..


yorgunella artık gerçekten yoruldu. çünkü o hep düşünür..düşünür..düşünür,kafasında kurar sürekli,böyle olursa böyle olur, şöyle yaparsam şöyle olur mu, beyni hep planlar yapar, uyanıkken, kitap okurken, konuşurken, yemek yerken hatta uyurken bile, düşünür hep bi gün sonrasını, yarın onu görebilicek miyim, acaba beni sever mi, düşünen taraf hep o olur, umursanmayan hep o, en kolay vazgeçilen hep o.., platonik olan hep yorgunelladır, her zaman, bekler bekler bi gün onu sevmesini bekler, ama boşunadır, onun sevdiği hep başka birini sever,ondan vazgeçmesini bekler, onu mutlu edebilecek tek kişinin kendisi olduğuna inanır, ama o kişi bunu hiçbizaman anlamaz bilmez,onu normal biri olarak görür, yakın bi arkadaş, sevimli bi kız, belki de dost..hiçbi zaman ona aşk dolu gözlerle bakmaz...ama yorgunella hep bekler bekler bekler..içinde bi umut vardır hep, bazen umutsuzluğa kapılsa da o bi şekilde yeniden umutlandırır onu..olucak sanır, kavuşucak sanır ama sonra yine kaybolur o..kendi dünyasına gömülür.. bir görünüp bi kaybolmasından yoruldu artık yorgunella..ama herşeye rağmen, yorgun argın hala bekliyor.. bitmek bilmeyen bi aşkla..onu bekliyor..ona gelmesini, onu sevmesini, onu sarmasını...yine umutsuzluğa kapıldı yorgunella bugün.. halbuki bi kaç gündür ne kadar da mutluydu..yorgunluğunu unutmuş baharın tadını çıkarıyordu.. ta ki değersiz olduğunu hissedinceye kadar.. yine o tuhaf duygu çalmıştı kapısını..önem verilmeyen, değersiz, öylesine biri gibi hissetti yine kendisini..hem de bu kadar çok severken, ondan başka hiçbişey düşünmezken, gözleri her tarafta onu ararken, her gece yatağında onun kendisini hissetmesini dilerken, gözlerini kapatıp yüzünü, o güzel gülüşünü hayal ederken.., bi kenara atıldığını düşündü..hep onun tarafından çok değer verilen diğerini düşündü, ne kadar da şanslıydı..acaba bunun farkındamıydı..eğer bu şansın farkında değilse eğer ona değer vermiyosa dünyanın en aptal insanı olmalıydı..evet yorgunella yine düşünürken buldu kendini..artık gerçekten çok yoruldu..kalbi, bedeni , aklı,duyguları..yoruldu..hala onun gelip onu bu yorgunluktan kurtarmasını ve mutlu etmesini bekliyor..hala bekliyor yorgunella..

12 Mayıs 2009 Salı

I want to spend my lifetime loving you ..


  • bu küçük küçük noktaları Hayko hakkında ileri geri konuşanların burnuna sokucam.
  • Yaşasın Mayıs geldi, ve ben gerçekten çok mutluyum, dışarda hava bu kadar güzelken bunalıma girmek pek mümkün olmuyor denedim.
  • Servise bindiğimde eğer sağ tarafa oturduysam güneş fena halde vuruyor bana, yol boyunca ateşler içinde yanıyorum yani, ama şöyle bişey var güneşten kaçmak için sol tarafa oturduğumda da güneş bana çarpıyo, anlamadım ki, neden ben sola oturduğumda sağ taraf, sağa oturduğumda sol taraf gölgede kalıyor, zaten 20 dakikalık bi servis zevkim var o da cehennem azabı gibi geçiyo, yoksa yoksa yoksa güneş bana karşı derin hissiyatlar mı besliyor ?
  • Ama ben bu sefer gerçekten çabalamaktan yoruldum, ve sanırım bu sefer gerçekten mücadele etmekten vazgeçtim, bana bana hep bana yalnızlıklar hep bana....
  • şu platonik denen lanet şeyden nefffret ediyorum. hep beni buluyo hep hep hep hep !!
  • ben artık derslere giremiyorum ve ders çalışamıyorum. çünkü lanet olası aklım yine saçma sapan yerlere gitti.bok mu vardı ha sorarım sana ? bok mu vardııııııı !
  • Bu pazar doğum günüm, ama sıradan bi günden dahaa da sıradan. ve en nefret ettiğim güne denk geldi, hanii hanii 2009 boğalar için şanslı bi yıl olucaktı? nerdeeeeee ? boktan bi yıldı bitsin artık ..
  • llk hediyemi Yüksekten Uçan Yakışıklı Martı'dan aldım. Çook mutlu oldum gerçekten hatta bayıldım. Hayatımda aldığım en müthiş hediyeydi. Sonsuza dek özenle saklıcam (:

7 Mayıs 2009 Perşembe

lazy damla, she wants a drink water so she waits and waits an waits for it to rain.




  • küçük noktaları bi gün o hastayken yaptığım sıcak çorbanın içine atıcam.
  • ben artık derslere giremiyorum, sadece ilk iki derse yetebilecek kadar sabrım var. bugün de girmedim derslere. evet yaptım,pişman değilim, herkes daha iyisini ister !
  • oturduğum tüm sandalyelerde bi oturuş biçimim var.çok fazla süre düz oturamıyorum. yani bağdaştan bozma bi oturuş şekli,garipsiyo ilk gören ama sonra alışıyolar, napim kardeşim !
  • yaklaşan final sınav korkumu gün yüzüne çıkartmakta. 50yi geçemezsem bundan sonraki hayatıma bir zombi olarak devam edicem.
  • bütün gününü kantinde geçirmeye razı ol, nettedir diye derslere girmeyip kütüphanede pinekle, yine de görememiş ol, reva mı bu bana ? neden kötü şeyler hep iyi insanların başına gelir ?
  • bugün cem hocayı görünce içimdeki dilber açığa çıktı. "Allaahhh, sen bilirsinn." ahahah :D
  • emine hoca ve benim dangalak cevaplarım :D If you were a famous sportswoman, which choose / why-why not bla bla bla.. Ve benim answerim "Of course Arna Kornikova !" Ve can alıcı soru "WHY".."becauuseeeee she is Enrique Iglesias's girlfriend !" ahahaha :D O kızın iyi bi sporcu olup olmamasından banane he !
  • tembelim işte var mı lan !

6 Mayıs 2009 Çarşamba

benim kadar.


burada kimse benim kadar şanslı değil
çünkü ben doğanın bana göz kırptığını görebiliyorum,

ve kimse benim kadar kör değil,
çünkü ben hayallerimi görmezden geliyorum.

kimse benim kadar aptal değil,
çünkü ben hiç haketmeyeceğini bildiğim halde çok fazla değer veriyorum.

kimse benim kadar mutlu değil,
çünkü benim istediğim herşeye sahip olabilitem var.
kimse benim kadar düşünceli değil,
çünkü ben bana en uzak insanın bile nasıl olduğunu merak ederim.

kimse benim kadar vurdumduymaz değil,
çünkü ben istersem herkese karşı sağır olabilirim.

kimse benim kadar güleç değil,
çünkü ben gülümsemenin bi insanı güzel yapan tek şey olduğuna inanırım.

kimse benim kadar vefalı değil,
çünkü ben geride kalanları unutmam.

kimse benim kadar sevemez onu,
çünkü ben ve o aynıyız.

ve kimse benim kadar anlamaz beni,
çünkü beni bir ben bilirim bir de beni yaradan,
bana bir ben lazımım bir de beni anlayan (:

I'm in library


.....şimdi şuanda kütüphanedeyim
ve etrafıma bakınıyorum.
çok fazla kişi yok ama yine de mırıltılar var,
biraz önce içeri bi kız girdi ama kız değildi sanırım.
yani..şey..şimdi kız ama önceden değildi galiba..
ya anladın sen işte ..
ben onun şokunu a tlatmaya çalışırken
emir şafak girdi içeri, hani şu facebookumda ekli olan,
sonra ben seni tanımıyorum diyip beni silen kişilik.
tanımıyosan niye ekledin kardeşim başta,
neyse neyse sinirlenmicem.
blog yazarken sakin olmalıyım,
biraz önce birinin facebookta "ne düşünüyorsun" kısmını doldurmasına şahit oldum.
hep merak ederdim insan onu yazarken ne düşünür diye,
önce bişey yazdı , sonra sildi onu vazgeçti,
sonra başka bişey yazdı,ondan da emin olamadı ama bastı entere.
sonra baktı nasıl durduğuna içi rahatladı.
demek ki böyle oluyomuş,
daha merak ettiğim pek çok şey var..
merak edilmesi başkalarına saçma gelebilecek şeyler,
mesela su içerken ne düşünür insanlar?
benim düşündüğümü düşünüyor olabilirler mi acaba?
suyun gidişatını,
ben suyu bardağa doldururken dikkatlice bakarım,
"şu anda bardaktasın ama az sonra benim midemde olucaksın"
der gibi bakarım.
sonra yahu derim hayat ne garip,
şimdi burdayım ama az sonra başka bi yerdeolabilirim,
ve diğer saçma düşüncelerim üşüşür beynime,
hurraaaaaa damla yine beyin fırtınası yapıyo koşuuuuuuuun.
tam hevesle koşuverirler beynime,
ben kovalarım onları, yeter delirttiniz beni, millet garipsin diyo bana sonra diye..
sonra mesela insanlar banyo yaparken ne hisseder?
ooh kirlerimden arınıyorum, çıktığımda tertemiz bi insan olucam mı derler?
keşke görünmez olsaydım da insanların kendi dünyalarındaki ruh rallerine tanık olabilseydim.

neyse bloguma şimdilik son vericem çünkü
birileri klavyenin bitmek bilmeyen hararetli tıkırtısından rahatsız oldu galiba,
ne yazıyo la bu kız diyebiliteleri var her an.

hadi kusurabamya blog !

5 Mayıs 2009 Salı

biraz sinirliymişim, bişey beğenmezmişim.


kiss me,
gently
always I know,
hold me,
Love me,
Don't ever go...........



kantinin ortasında
kıçımı yırtarak
"I'mm with youuuuuuuuu"
diye şarkı söylemek istiyorum.
bana bakıp vah vah yazık diyenlerin de
burnuna biberon sokmak istiyorum
en milupalısından.
kendini prenses diana sanan
o cücük beyinli kızları
ve kendini brad pitt sanan
o beyinsizleri
kapkara bi kazana koyup
haşlanana dek kaynatmak istiyorum.


sonra da O'nunla marsa taşınmak istiyorum
karnımıza ağrılar girene kadar gülmek
marstan diğer gezegenleri izlemek
ve onları küçümsemek
en güzel gezegen bizim gezegen diye sevinmek
ayaklarımız zonklayana kadar dansetmek
dünyada olsaydık ne kadar sıkıcı olacaktı diyip
anın tadını çıkartmak
hayko dinlemek
saatlerce susmak
istiyorum.


ve
okuduğum kitabın sayfalarına girmek
harflerle dansetmek onlara sarılmak
karakterlerle tanışmak
içlerinden biri olmak istiyorum.


istiyorum
istiyorum
da
noluyo?


veni, vidi, vici..

sabah uyanıyorum, saat 7:20, işte diyorum işte yeni bi gün..diğerlerinin tıpkısının aynısı, heyecanlanmamı gerektirecek hiçbir şey olmayacak, sakin sakin gidip gelicem, bunları düşünürken alarmı hala kapatmadığımı farkediyorum, hayko bağırıyor "altı üstü 5 metreydi" diye, o anda kalkıp hazırlanmam gerektiğini anlıyorum ve kalkmak üzere sola dönüyorum, sola dönmemle taş kesilmem bir oluyor, çünkü o ses telefonun alarmından gelmiyor, haykonun ta kendisi karşımda canlı canlı duruyor, ve benim onu gördüğümü görünce bertaraf et'i kesip bana gülümsüyor, günaydın diyor, bi an bunun rüya olup olmadığını düşünüyorum, hayır hayır rüya gibi değil ki bu bildiğin gerçek, aynı oda, aynı yatak, aynı dolap, aynı bilgisayar, iyi de haykonun ne işi var burda diyorum o anda haykonun yüzü bi an ciddileşiyor ve bana yaklaşarak " sürprizimi beğenmedin mi "diye soruyor, hayır çok beğendim diyeceğim ama yok diyemiyorum, dilim tutulmuş, konuşucam konuşamıyorum, tekrar sıcak sıcak gülümsüyor ve "yeni klip gerçekten müthiş oldu Damla, sen mükemmelsin, bundan sonra klip olayını tamamen sen üstleniyorsun tamam mı" diyor, içimden ne diyor bu ya diyorum, içip içip buraya mı geldi naptı, saçmalıyor, dilim çözülüyor ve nasıl yani diyorum, ben naptım?, "klip diyorum klip, seni seçmekle çok iyi etmişim sen bi harikasın", anlamış gibi yapıyorum ama hiçbişeyi anlamlandıramıyorum." solgun görünüyosun damla neyin var ? bu aralar çok çalışıyorsun farkında mısın ? kendini ispatladın yeter artık hırpalama bu kadar " diyor, bi an telefonum çalıyor, arayan babam, açıyorum " kızım nasılsın, yine çok iyi bi iş başarmışsın annenle tebrik etmek istedik, seninle gurur duyuyoruz," diyor, kekeleyerek sağol baba ben seni sonra ararım diyorum, tüm bu olanlar hakkında hiçbir fikrim yok, sonra hayko "hoşçakal damla acil çıkmam gerek, malum turne başlıyor, görüşürüz" diyor, arkasından poyraza, umuta, murata hepsine selam diye bağırıyorum, el sallayıp gidiyor, tüm bunların şokunu atlatmaya çalışırken, mutfaktan o çıkıyor, birden yanaşıp "hayatım iyi misin, bembeyaz olmuşsun, tansiyonun falan mı düştü" diyor ve beni kanepeye oturtuyor, ona bakıyorum, ama nasıl olur, o ve ben aynı evde, hemde bu kadar imkansızken, bana ne dedi ?? hayatım mı ?, hem de o..yo yo bu kadarı fazla, noluyor diye fırlıyorum ayağa, senin ne işin var burda, diyorum, endişeli yüzü korkuyla geriliyor, nasıl yani? sen gerçekten iyi değilsin bebeğim sana su getiricem burada bekle" diyor ve hızla mutfağa giriyor, ayakta bi sağa bi sola yürümeye başlıyorum, tüm bunların bi açıklaması olmalı diyorum, birden aynada birisini görüyorum, evet gördüğüm kişi benim ama ben..ben çok değişmişim, olgunlaşmışım ve gerçekten değişmişim, biraz da güzelleşmişmiyim ne?ama 18 yaşında birine göre büyük göstermiyormuyum? düşünceler içnde boğulurken o tekrar geliyor elinde bir bardak suyla, koluma dokunuyor "kendini çok yordun son zamanlarda gerçekten iyi değilsin, bak bugün doğum günün, neden işleri bi kenara bırakıp bugünün tadını çıkarmıyosun, 27. yaşgününü unutulmaz kılmak istemez misin ?" diyor. o anda herşeyi anlıyorum, iyi ama ben gece kafamı yastığa 18 yaşında, bunalıma girdiğini sanıp, ota boka üzülen ve hayallerini bi kenara bırakan mutsuz bi genç kız olarak girmiştim, yıllar nasıl da geçti böyle, ve tüm kafama taktıklarım gitmiş, inanılcak gibi değil, hiçbir sorunum kalmamış ve hayallerim.. evet hayallerim gerçekleşmiş..düşünceler hızla beynime üşüşürken onun hala yanımda olduğunu farkediyorum , yüzü hala endişeli ve biraz da şefkatli, zaten eskiden de böyle değilmiydi, her zaman güler ve huzur verirdi, sakinleştirici bi yanı vardı, o olmadığı zamanlarda kendimi boş hissederdim o yanıma geldiğinde herşey güzel gözükürdü yanıma, ve şimdi sonsuza dek yanımda olacaktı..bunları düşünürken yüzümdeki ifade yumuşamış olacak ki yine güzel güzel gülümsüyor, onu öpüyorum ve " seni seviyorum" diyorum..küçük ama şirin bi kahkaha atıp " ben de seni seviyorum yorgunellam" diyor...

İşte "yorgunellayı" duyunca anlıyorum ki ben yine bloguma girmişim, okulun kütüphanesinde kendimi kaybetmiş biçimde yazı yazıyorum. sanki etrafımdaki her kitabın bir sözcüğünü alıntılayıp yani bi kitap oluşturmak istiyorum.
evet yazdıklarım şimdilik sadece bi hayal ama
şimdilik.
tüm bunlar aynen yazdığım gibi gerçek olucak, ve yine tüm işimin gücümün arasında bloggeri açıp "gördünüz mü" yazacağım büyük harflerle..


3 Mayıs 2009 Pazar

fırlatıp atsam kalbimi tesadüfen biri bulur mu ?

biraz da saçmalamak istiyorum.
böyle dünyanın en saçma kelimelerini
seçip, yan yana koyup,
dünyanın en anlamsız yazısını oluşturayım
kimse okuduğundan bişey anlamasın.
ne yazmış bu ya desin,
bu nasıl bi insan türü desin.
bu saçmalığın daniskası desin.
ben de köşeden onu izleyip kıs kıs güliim.


vapurdan inince,
biri bekler ya hep ilerde.
kalabalık boşalır vapurdan.
herkesin yüzüne tek tek bakar,
nerde acaba benim beklediğim,
şu mu? a yok benzetmişim.
sonra görür onu, kendine doğru gelmektedir.
sarılırlar, hoşgeldin der..
pöff..daral geldi bana şimdi.
çünkü ben gidip gelirken kimse beni karşılamıyor.
böyle kafamı eğiyorum önüme,
yürüncek yolu düşünüyorum,
mızmızlanıyorum içimden.
kim yürücek o kadar yolu off diye.
böyle düşünürken bitiyo yol sonra..
bu yüzden sevmiyorum yolculukları falan.
kimse karşılamıcaksa oturıyım ben evimde.
hıh.


Hayko olmasa napardım..
Gün içinde sesini duymazsam kendime gelemem.
Sabahlar bertaraf et..
Yolda sıkı tutun..
Yalnız kaldığımda ölüyorum..
uyurken boşluk
ve daha bisürü anıma sıkıştırılmış şarkıları.
sanki giriyo ta kalbine
buluyo çıkarıyo seni acıtanları,
bak diyo bunlar sana bu kadar acı çektiren,
gör bunları ve yüzleş,
kendin yok et..
onu dinledikçe güçlendiğimi hissediyorum.
He is unbelievable !


Bazen hissettiklerime inanamıyorum.
Keşke hislerimize engel olabilseydik.
İstediğimiz duyguyu seçip onu yaşabilseydik doya doya.
Dolabından seçip üstümüze yakışanı,
salınsaydık ortalıklarda..
Ama hayat bu ya..
İlla ki bişeyler zor olmak zorunda,
İstemediğin şeylere katlanmak zorundasın.
Hislerine söz geçiremediğini anlamaya mecbursun.
En iyisi engellemeye çalışmayı durdurup tadını çıkartmak..
Umarım acıtmaz diğerleri gibi..


bu saçmalıkların gidişatı iyi görünmüyor,
Yeni hayatımın çıkış kapısına yaklaştığımı hissettim,
geri çekiliyorum.
I'm very very very happy, thanks to you..

Alnımızda ne yazdıysa o

  • yine yalova'dan döndüm.artık otomatikleştim.işe gider gelir gibi yalovaya gidip geliyorum.Eğer Yalova'dan okula servisle gelmek mümkün olsa bizimkiler bi dakika durmazdı. Sonra da adı İstanbul'da okumak oluyor işte.Pehhhh..
  • İnsanları seyretmeye bayılıyorum. Evet biraz rahatsız oluyorlar farkındayım.Ama bi kişiye yoğunlaşmadan herkesi eşit derecede inceliyorum.Bu insanlar bir harika.Onları kendi iç dünyalarındayken yakalamak hobi oldu benim için.Heralde bi adaya düşsem yaşayamazdım. Heyy, sanırım hümanist oldum ben. Hem de yaşarken.
  • Evet dışardan bakılınca, evde, sokakta ve kuzenimden ayrı(ebru) çok normal ve hanım hanımcık görünürüm. Amaaaaa eğer yanımda bir adet Ebru var ise benden nefret etmeniz an meselesidir. Bu olayın sırrı kimse tarafından çözülememektedir ve merak konusudur. Neden Ebru'yla bir araya gelince çirkinleşir, canavarlaşır, keyifleniriz? Tamam ben sakin bi insan olabilirim ama onunla olduğumda binbir şekle girerim. Seviyorum onu. Tıkım arkadaşım benim :D
  • Bugün hayırlı bi evlat olduğumu hissettim. Evet evet ben çok hayırlı bi evlatım yihuu
  • Kapının önünde seksek oynayan kızlarla ben de seksek oynadım. Ama taşı iyi seçemedikleri ve çizgileri dar çizdikleri yetmezmiş gibi yandıııın diye çirkeflik yaptılar. Sanki başka yerde oynayamam hıh.
  • Minibüste benden büyüklere yer vermemekte direniyorum. Ayakta duramayacak halde değilse, titremiyosa 60 yaşının altındakilere yer mer vermem ben.Dursun ayakta banane !
  • Umarım herşey umduğum gibi olur. Hakkımızda hayırlısı. Alnımızda ne yazdıysa o ! :D

1 Mayıs 2009 Cuma

ben beni vuram !

  • eğer ben Keşke olsaydım, insanların adımı sürekli anmalarından bencilce mutluluk duyardım.
  • yıldırım olsam düşsem kafasına. çaksa beyninde şimşekler o anda anlasa ne kaybettiğini salak.
  • şakır şakır yağmur yağsa, vursa camlara "çık dışarıya oynayalım" der gibi ama ben çıkmasam.
  • -se -sa ekleri götürsün beni e mi !
  • gökyüzünün midesi kazınıyor ! ekmeğimi paylaşsam mı ?
  • küçükken yaptığım gibi kol ve bacaklarımı açıp, bi yanımda dünya bi yanımda ay. tırmanmak istiyorum en yükseğe. sonra inemiyim o gelsin kucağına alıp beni gökkuşağına oturtsun.
  • yağmur yağar ama çocuklar oyunlarına devam eder ya, ben de herşeye rağmen devam etmek isterdim sana.
  • bi köpeğim olsa tüyleri rasta. hatta adı da pasta.
  • rüya mı gerçek, gerçekler mi rüya ? Nolurdu gerçek olsa.
  • keşke ben bi prenses olsaydım ve Mario beni kurtarmak için ejderhalarla kavga etseydi.
  • ben küçükken çok yağmur yağmış "boğulucaazz" diye ağlamışım.
  • bi öğrenci telefonda 5 kere üst üste tamam diyosa kesin annesiyle konuşuyodur.
  • eğer ondan kurtulursam tırtıl kesicem. leleleleey diye zılgıt atıp tango yapıcam.
  • niye kimse bana ilgi göstermiyo, niye kimse beni sevmiyo diyip kendimi duvardan duvara vurasım var.
  • ben onunla birlikte marsa taşınıp sonsuza kadar mutlu yaşamak istiyorum. evet marsa taşınmak imkansız bişey değil ama onunla olmak imkansız evet biliyorum.
  • mavi kalpli şirin adam. adamım ol.