30 Haziran 2009 Salı

Üzeni Yolla

  • zaman dur artık nolur. yetişemiyorum hızına. o kadar hızlı ilerliyorsun ki. anların tadını bile çıkaramıyorum. mutluluğum çok çabuk bitiyor. dur nolur.
  • hani yazın başındasındır daha, hava geceleri hafiften serin olur,açarsın odanın penceresini sonuna kadar, eser rüzgar, üşürsün, kapatmazsın da camı, üzerinde de bi şort bi tişort vardır, yorganın sarar bedenini, sırf yorganına sarılmak için üşümeyi göze alırsın, efil efil eser rüzgar, vücudun ısınmıştır ama burnun buz gibi olmuştur, huzur içinde uyursun, sonra sabah baş ağrısıyla uyanırsın, yutkununca boğazın yanıyordur, bi halsizlik, bi uyuşukluk gelir, cereyanda kalmışsındır, ve evet sen bir aptalsındır.
  • yahu gece çişim geliyor gündüzleri açın şu fıskiyeleri.
  • insanlara anlam veremiyorum. bu yüzden de sevmiyorum be kardeşim ! ırkçı değilim insanlardan eşit derecede nefret ediyorum hah.
  • sen çık gel karşıma, bütün yıl seni izledim, seni gözlemledim, aşığım de, ters tepki alınca da dünyanın en abaza insanından dünyanın en akıllı insanına dönüş. ne bu la ?
  • hani bazı şarkılar vardır, basittir, poptur, bi kızın klibinde çıkıp dansederek söylediği bi şarkıdır, ama senin hoşuna gitmiştir, gizli gizli dinliyosundur falan. for example: atiye - salla. indirdim bile beee. ahanda dinliyorum şuanda. göğsümü gere gere de söylerim. üzeni yolla isterse dönsün sonra salla ardına bakma asla yolla aldatan aldansın sallaaaaaaa .
  • akrabalar uzak dursun benden. sevmiyorum. ne gerek var yengeye dayıya amcaya halaya allasen ?

boğazımdaki yumru

haziran kendisine verilen görevi tamamlayıp,
bir yumru haline geldi.
ve ben onu yedim.
yutkunamıyorum.
temmuzda ağlamasam bari.

29 Haziran 2009 Pazartesi

Yooookk yaa !

evet.
yine uçarken bi anda yere çakılma durumuyla karşı karşıyayım.
mutlu yorgunella'nın sıfatını kaldırıp en alt çekmecenin en dibine yerleştiriyordum.
Ama bi an duraksadım ve tamam bu yorgunellanın yanında kalmasın
ama bu kadar uzağa da koymayayım dedim.
sonuçta o sıfat benim elimde.
istersem isminin önüne koyarım, istersem klozete atar sifonu çekerim.
bunalıma da girsem, çok mutlu da olsam bunu sadece ben yaşıyorum.
başkaları değil.
e o zaman niye seçimi ben yapmıyorum ?
niye birileri mutlu ol damla dedi diye mutlu olayım ?
ya da niye birileri beni üzdü diye bunalıma gireyim ?
bu film benim filmim, burda esas kız benim yani..
yönetmen de benim, istediğime rol istediğime yol da veririm.
istersem blogumu internetten alınma msn nickleriyle de doldururum.
kime ne !
dünya bir gündür o da bugündür değil mi yani ?
şuanda tam da bunalıma girmek üzereydim.
ama vazgeçtim.
ama mutlu olup havalara uçmakta hiç cazip gelmiyor şuan.
istediğim an playlistimden en acı verici şarkıyı açar, hüngür hüngür ağlarım.
ve yine istediğim an en oynak oyun havasını açar, göbek atarım.
artık kimse beni sallamadı diye oturup üzülme devri,
ve
bi kişi bana azcık iyi davrandı diye havalara uçma devri
ka-pan-dı.
böyle yönetmen koltuğunda oturup hayatımı yöneticem ben kaliteli kaliteli.
yayılıcam da bi güzel.
ballı sütümü de alıcam elime.
oooooooooooooooooh.
isteyen yanıma bi sandalye çekip oturucak.
beraber izlicez hayatımı.

çekmecemden çıkarıp huzurlu sıfatını.
koyucam isminin önüne paşa paşa.
huzurlu damla.
vuhuu.
hadi güle güle.
naparsan yap.

21 Haziran 2009 Pazar

beynimin döküntülerinden derinleme.

  • küçük küçük noktalarımı o kadar özledim ki onları yastık yapıcam ve onlara sarılıp uyucam !
  • bazı insanlar gözüme batıyor. ben de onlara batıp acıtmak istiyorum.
  • herkeess en iyi olsun, herkes en başarılı olsun, herkes en güzel olsun. ben sadece mutlu olıyım. tamam ?
  • Babamdan ayrı ilk Babalar günüm. Daha neler görücem merakına tapıyorum.
  • Heyhey çekil en soldan . Yahşi kutudan geliyorsan.
  • Hayır hayır çocuk istemiyorum. Ve bu kararımdan son derece eminim. Ve bu kararı vermemde aynı anda konuşan birden fazla çocuk ve baş ağrısı belirleyici etkenler.
  • ve ben. ve sen . ve biz. ve ve kullanmayı seviyorum ve bundan memnunum ve.ve.ve.
  • Kilo almaya çalışmak ama alamamak. Saatte bir bişeyler atıştırmaya çabalamak ama bi iki lokmadan öteye gidememek. Etrafında kilo alman için baskı yapan insanların olması. Komplekse sokmak için insanüstü çaba harcayan ablalar ve "damlaaa iğrenç zayıfsıın" diyerek inadımı harekete geçirip ölüm orucuna sürükleyen bir anne. ve "ben geldiğimde yandın, ne bulursam ağzına tıkıcam" diyen bir baba. Ve gelmesi büyük bir istekle beklenen ama yerine gelmeyen iştah. Ve onlardan bana kalan blumik olma korkusu. Ühüü.
  • Evde yalnızken karaoke yapıp, kendi kendine eğlenip, kendi kendinle dalga geçip, kahkahalar atmak gibisi yok be. endd aaayy viiil olveeysss laav yuuuuuuu.uuuuuuu.
  • Evde otururken pijamalı ve bakımsız haline aynada bakıp kendinden nefret edip dışarı çıkıcakmış gibi hazırlanıp tv izleyen bir benmişim.
  • 19 yaşındaki D.A ilk defa makarna yaptığını söylediği arkadaşları tarafından hunharca öldürüldü.
  • Otobüste telefonda kuzenimle uyuşturucu geyiği yaparken üzerime dikilen gözlere aldırmadım. "Metanfetamin aldım hacı saçmalarsam kusura bakma. bi ara gel de yapalım ben de kalmadı tükettim. bu aralar çok kullanıyorum."
  • herkes kırmızı ruj sürmesin. bana yakışsın ben süriyim.
  • facebookun çıkan bokunun kokusunun verdiği dayanılmaz ağırlık.
  • hee tamam herkes fotoğrafçı, herkes bas gitarist, herkes felsefeci, herkes umursamaz, herkes metalci. hıhı tamam oldu.
  • daha önce gitmediğim yerler, daha önce tatmadığım duygularım var benim.
  • ev kalabalık olmasın. herkes hep bir ağızdan konuşmasın. bizim ailede herkes gür sesli olmasın. bağırmak zorunda kalmıyım. herkes dışarı çıkmam için baskı yapmasın. çok okuyan değil çok gezen bilir lagalugasını söylemekten bıksın. düşüncelerimi savunma şeklime dil uzatmasın. sen avukat ol bu çeneyle anca onu yaparsın başka bişey değil demesin. elimdeki bıçakla göz göze gelmiyim. falan filantantene.
  • yalovayı havaya uçurmak gibi düşüncelerim var benim ve başımı yastığa koyduğumda yinelenen görüntülerim.
  • boş bakmayı seviyorum.
  • "damla kendini dış dünyadan soyutluyorsun. bu sana falancaları getirir filancaları götürür, tamam çok kitap okuyup araştırma yapıyor olabilirsin ama dış dünyayı bilmediğin için bunlar bir hiç." İyi de bu söylediklerin de sana ezberletilmiş şeyler ? Dış dünyaya diğer insanların arasına katılıp kendi kendini tekrar eden kişi olmak istemiyorumdur belki.Bunun için kendimi hazırlayıp sonra karışıcam topluma(!) belki. Ayrıca dışarı çıkmamamın sebebi sizlersiniz. Çıktığımda o kadar daralttınız ki evde oturmanın verdiği dayanılmaz hafifliğe kapıldım. Şimdi bundan da bıktırmaya çabalıyorsunuz. Ama yoooooooook. Bu o kadar kolay değil. Hayatta ne istersem Neyi canım çekerse onu yapıcam. Şuan canım insanlardan uzak kalmayı istiyor. Ve hiçbiriniz buna engel olamazsınız. Ve biz genelde 3 kişi gezeriz. Ben, keyfim ve kahyası. Buna da lö lö lö yaparsınız artık.
  • Ben bir asosyalim ve bundan son derece mutluluk duyuyorum. Yaşasın ttnet !

20 Haziran 2009 Cumartesi

I'm Happy (:

Yorgunella aradığını buldu.
Hem de asla böyle birinin yaşamadığını,
yaşasa bile onunla karşılaşamayacağını,
karşılaşsa bile ona kavuşamayacağını düşünmeye başlamışken.
Arkadaşlarıyla "aranılan kişi" konusu açıldığında hep hayal ederdi yorgunella.
Fiziksel özelliklerini saymazdı.
Hiçbir özelliğini saymazdı.
Ona baktığında anlayabileceği bişeydi sadece.
Ve onu ilk gördüğünde "işte" demişti.
"İşte hayalim"
Sonra düşünmeden peşine düştü hayalinin.
Çünkü biliyordu, düşünürse vazgeçerdi.
Ve işte..
Artık hayaline kavuştu Yorgunella.
Hani demiştim ya
Yorgunella artık mutlu olmaktan yorulacak diye..
İşte o günler geldi.
Beklediği haber..beklediği kişi..
Artık içinde hiçbir eksiklik hissetmeden söyleyebiliyor o .
"MUTLUYUM.
hayatımda hiç olmadığım kadar çok.."

17 Haziran 2009 Çarşamba

Umudum..

umudum..

sana yorgunluğu gözlerinden okunan bir bünyeyle geleceğim.
çokça yıpratılmış, çokça aldatılmış, çokça kandırılmış, çocukluğu elinden alınmış bir halde olacağım büyük ihtimalle ellerinden tuttuğumda.
ama acılarımdan kurtulmuş, sıyrılmış, puslu bakışlarımı geride bırakmış,
umudum diyebilecek kadar yürekli olabileceğim sana dokunabildiğimde.
böyle olmadan seni bulmayacağım inan bana.
tertemiz geleceğim sana,
daha çok alışmış olacağım ama hiç bir kırıntı kalmayacak geçmişime dair.
aklım sen olacaksın.

sen de böyle olacaksın değil mi?

tertemiz hayaller kuracağım sana,
daha önce kimse için hayal edilmemiş,
kimsenin kulağına fısıldanmamış olacaklar.
bu şehri güzel kılacağım gözümde,
seninle olduğum yeri cennet yapmaya çabalayacağım.
sokaklarına adımlarımızı kazıyacağımız bu şehri senin için seveceğim belki.
elele dolaşacağız bu sokaklarda,
yan yana yürüyeceğiz, omuzlarımız böyle aynı hizada olacak.
saçların rüzgarda uçuşurken gökyüzünü sevimli kılarken,
seveceğim ben bu şehri senin için.
vazgeçmeyeceğim hayallerimden ama.
yine gideceğim bu lanet şehirden. kaçacağım.
belki beraber gideceğiz.

yanyana oturacağız bir otobüs koltuğunda,
omzuna yaslayacağım başımı,
koluna gireceğim usulca.
ben saçlarını soluyacağım, doy(a)mayacağım kokuna.
seyredeceğim otobüs camına düşen suretimizi,
belki ağlayacağım sen uyurken.
farketmediğin göz yaşlarımı saçlarına bulaştıracağım.
ne çok özlemişim seni diyeceğim,
duymayacaksın.
nefes alışverişlerini seyredeceğim,
senin için dualar edeceğim.
bizim için dualar edeceğim.
sarılacağım sıkıca.
bir şehirden bir şehire kaçarken,
keşfedeceğim aşkın kaybettiğim yollarını.
seninle yeni yollar keşfedeceğim,
umutlarımı yeşerteceğim.
kaybettiğim çocukluğumun kırıntılarını bulacağım belki de.
çocuk olacağım.
çocuk..

sen de benim gibi düşüneceksin değil mi umudum?

herşeyin güzel olmasını hayal ediyorum.
hep kaybettim ben.
korkuyorum bu yüzden,
güzel düşünmek istiyorum.
güzel olacağını hayal ediyorum,
güzel olacağını hissediyorum,
umut ediyorum.
güzel olmalı herşey,
inanmak istiyorum buna.

sen de, sen de istiyorsun değil mi bunu?

sana tertemiz geleceğim dediğim gibi,
sadece sana ait olacağım.
temizlenmiş olacağım tüm geçmişimin kirinden pasından.
kalbimin üzerinde parmak izleri olmayacak.
ellerine bırakacağım,
seyredeceğim sonra,
sen de,
sen de ki tekinin yanına koyacaksın onu.

koyacaksın değil mi?

umutsun sen,
her daim içimde olacaksın.
kaybetmeyeceğim seni.
kaybolmayacaksın.

ben kaybolsam bile..
var olacaksın..

11 Haziran 2009 Perşembe

Hüüüüppp

Acılı şalgam suyunun boğazımı yakışı gibiydi gülüşün ..


(Şalgam suyu içerken aklıma geldi.Hayal ürünü değil. Veni vidi vici olayı yani)

Yorgunella feat Damla

Bugün ruhumun kuzey kıyılarında kasırgalar baş gösterirken,
güneydoğusu oldukça sakin ve güneşli.

nasıl yani ?

yani bugün ruhumun kuzey kı...

hava durumuna bağlamadan anlat şunu

bugün ruhumda kasırgal..

ya doğa olaylarını atla

bugün ruhumda

günlük yazar gibi değiiil

hay ben senin ! bi yandan umursuyo bi yandan umursamıyorum tamam mı ? oldu mu ?
şurda insana iki dakka edebiyat yaptırtmadın.
senin yüzünden herşeyi açık açık söyleyip, itiraf.comlar yapıyorum.

iyidir iyi.

10 Haziran 2009 Çarşamba

Unutma ki

sen uykusuzluk nedir bilir misin
tırnaklarınla yastığını parçaladın mı
gözlerini tavana dikip
düşündüğün oldu mu bütün gece
ve bütün bir gün
belki gelir ümidiyle bekledin mi hiç
gelmeyince
seni aramayınca
ölesiye ağladın mı
sonra çekilip en koyusuna yalnızlıkların
ona ait ne varsa
bir bir hatırladın mı

sen günden güne erimeyi bilir misin
dev bir ağacın vakarı içinde ölmeyi
bir teselli aramayı
ıssız parklarda, tenha sokaklarda
ve bütün bir şehir uyurken uzaklarda
deli divane yollara düşüp
yaşlanmış bir köpek gibi
eskimiş bir gömlek gibi
atılmışlığını hissettiğin oldu mu
sevmekten
günler geceler boyunca yürümekten
elin ayağın yoruldu mu

sen yalnızlığın acısını bilir misin
unutulmak bir hançer gibi saplandı mı sırtına
içinde kıskançlığın zehirli çiçekleri açtı mı
bütün gururunu çiğneyip
sevdiğinin geçtiği yollarda
bastığı toprakları eğilip öptün mü
sen çaresizlik nedir bilir misin
sen yokluk nedir gördün mü
yanan başını
duvarlara vurup parçalamak geldi mi içinden
sen her gün bin defa öldün mü

böyleyim diye ayıplama beni
bir gün kendimi
sonsuzluğun koynuna bırakırsam
yaralı ve yenik bir asker gibi
darılma
unutma ki
her seven isimsiz bir kahramandır
unutma ki
insan; sevebildiği kadar insandır..

Ümit Yaşar Oğuzcan..

özlemin buruk bir tadı var, hele seni özlemenin.
bir kokusu var bütün çiçeklere değişmem.
bir ışığı var, bir rengi var seni özlemenin, anlatılmaz.

verdiğin bütün acılara dayanıyorsam;
seni özlediğim içindir.
beklemenin korkunç zehri öldürmüyorsa beni;
seni özlediğim içindir.
yaşıyorsam; içimde umut varsa,
yine seni özlediğim içindir.
seni bunca özlemesem, bunca sevemezdim ki!

7 Haziran 2009 Pazar

*

Bana
bakarken
gözlerinin
içi gülen
sevgili
istiyorum.

beni anlayın ben anlatmadan

canım kuruntularım benim.
ne onlarla oluyor, ne de onlarsız.
ama kuruntularımı kandırmayı da öğrendim artık.
kuruntularıma inanmamayı.
yine de bi şekilde içimde bi yerlerde inanıyorum keratalara..
neden mi ?
çünkü bu zamana kadar hep doğruyu söylediler.
adları kuruntu ama göbek adları gerçek..
hep doğru çıktı hep.
kuruntu deyip küçümsedim onları ama ,
ama hep haksız olduğumu gösterdiler.
en son gerçekleşen kuruntum " kesinlikle sevmiyor"du.
ve bi kaç hafta sonra bu kuruntunun gerçek olduğunu gördüm.
şimdi ben kafamda kurmıyım da kim kursun allasen ?
ama şimdiki kuruntularımında gerçek olmasından o kadar korkuyorum ki.
çünkü bu sefer hiçte hoş şeyler söylemiyolar bana.
ama yine de üzmeyi başaramadılar.
sadece bir olasılık olarak tutuyorum kenarda onları.
olursa bak oldu,
olmazsa bak olmadı diyeceğim .
hepsi bu.
umarsamazlığın verdiği inanılmaz hafiflikle devam ediyorum.
ne kadar az beklenti,
o kadar çok mutluluk..

6 Haziran 2009 Cumartesi

Madem yüzme bilmiyorsun, niye çıktın ağaca ?

Bugün burda cumartesi,
Sen de beni, benim kadar özledin mi ?

Bugün üzerimde garip bir his var..
Hayır hayır..
Kesinlikle bunalımda değilim..
İçimde bi heyecan var, ama ben bu heyecanın varlığından hoşnut değilim..
Ne biliyim, huzurlu olmayı o kadar çok seviyorum ki, heyecanlanmak bile huzursuz ediyor beni..
Ne gerek var böyle heyecanlara diyorum.
Hayatında aksiyon istemeyen nadir insanlardanım sanırım..
Ben hiç heyecanlanmıyım, korkmıyım.
Nasıl bi papatya açar, güzel görünür, sonra solar..
Heyecan yoktur hayatında..
Ben de öyle sakin, sade bi yaşam süriyim..


Görüyosunuz dimi..
Ne de güzel saçmalıyorum öğlen öğlen.
Geç kalkmak beynime iyi gelmiyor farkettim.
Uyudukça beyin hücrelerim kendilerini adolf hitler sanıyor.
Onlar komut verdikçe ben de saçmalıyorum işte.
Hor görmeyin Yorgunella'yı.
Onu sevin.

5 Haziran 2009 Cuma

Fragile Dreams

belki de uyumayı sadece rüyalarıma kavuştuğum için bu kadar seviyorum.
rüyalarım..
onlar bana o kadar iyi geliyolar ki.
bazen sıkıldığımda onlar için uyumak istiyorum.
günün herhangi bi saatinde,
nerede olursam olayım..
kafamı koyup, hemen dalayım uykuya..
en güzel rüyaları göriyim..
ne çok severim..
bazen bi gecede birden fazla rüya görürüm.
o sabah uyandığımda çok mutlu olurum..
hemen rüyalarımı düşünür, analiz ederim..
rüyalar mutlaka gerçek hayatla bi şekilde bağlantılıdır..
o gün en çok düşündüğüm kişiyi görürüm rüyamda..
gece yatarken düşünmek,
gece boyunca onunla olmak,
sabah rüyanla birlikte aklına gelmesi..
rüyalarım gerçek gibidir benim..
görürüm ayrıntılarını..kokuları bile hatırlarım..
birine sarıldıysam sabah tenini hissederim..
bi keresinde rüyamda onun yastığını kokladığımı görmüştüm..
bütün gün sarhoş gibi gezmiştim, o kadar gerçekti ki..
bazen aslında onların gerçek olduğunu düşünüyorum.
uyandığımızda aslında rüyada oluyoruz..
ve uyuduğumuzda aslında uyanıyoruz..
bunu düşünmek beni mutlu ediyor..
çünkü eğer gerçekten öyleyse istediğim herşey olmuş demektir !
düşünebiliyomusun ?
her gün onunla olmak !
bu müthiş..gerçekten müthiş..
rüyalarım.. onlar benim gizli bahçem..

4 Haziran 2009 Perşembe

yorgunella mutlu

Hayalleri gerçekleşecekler sırasındaydım bugün yine..
Önümde bi sürü kişi,
Yaşlı bi teyze, genç bi delikanlı, küçük bi kız, genç bi çift..
Ayaklarım kopuyordu, ölüyordum yorgunluktan,
beklemekten sıkılmıştım,
Sonra aklıma bi fikir geldi.
Bişey yapıp sıranın en önüne geçmeliydim.
Bayılma numarası yaptım !
attım kendimi yerlere..
sonra kendime gelir gibi oldum ve sıranın önündeydim..
"hemen işini bitirsin de gitsin kızcağız harap oldu" diyordu teyze..
işte olmuştu !
gişedeki adam gülen gözlerle baktı bana.
"buyrun, siz ne istiyorsunuz ?"
"onu istiyorum!"
"efendim ? anlayamadım"
"onu işte onuuu !
"hee, peki hanımefendi, işleminiz gerçekleştiriliyor."
"hayaliniz gerçekleştirildi, iyi günler"
şaşkınlıkla oradan ayrıldım,
ağır adımlarla yürüdüm ve bu anın rüya olmaması için dua ettim.
Olmuştu ya işte..
Ol-muş-tu