31 Ağustos 2009 Pazartesi

blumik ruhlar.


  • artık içimden blog yazmak gelmiyor. böyle tam yeni kayıta tıklıyorum sonra aman of diyorum. ellerim klavyenin üstünde ama beynim komut vermiyor bas diye. poof deyip sağ üstteki kırmızı iks'e tıklarken buluyorum kendimi. böyle bi hayattan bezdim'ler, içimden gelmiyor'lar. bilemicim.
  • blogta yazdıklarımı baştan sona okudum. ne malmışım lan. saçmalamak kelimesi artık yetmiyor karşılamaya. o derece. mal olduğunu kabul eden mal. egomu seviyim.
  • bütün aile oruç tutmamam gerektiğini söylüyor. başlarda gayet iyiydim ama sanırım artık blumik oluyorum. yiyemiyorum. yediğim mideme değer değmez geri çıkıyor. midem küstü bana. "taksit taksit veriyosun verdiğinde bi boka yaramıyo be almıyorum lan bundan sonra" dedi.
  • bütün gece ayakta kalmak güzel. özellikle dışarıda 'lacivert' göğün altında. alice gibi hissettim kendimi. sıkıcı mı sıkıcı günün ardından bilgisayarın o donuklaştıran havasından kurtulmak. harikalar diyarına giriş yaptığımı sandım. keşke hep öyle kalabilsem. alisim lan ben. o da benim harikalar diyarım. sus.
  • yalovadan azat edilişime 27 gün kaldı. kıyafetlerim ve eşyalarımı koyduğum bavul dışında bir de umutlarımı koyduğum bi bavul hazırlıyorum. her gün yeni bi umut koyuyorum. umarım çok ağır olur. taşıyamayacağım kadar. ama gittikten sonra bavulumdaki umutların yok olup gittiğini görürsem girerim o bavulun içine. küçük bişeyim zaten. sığarım da. hem belki biri bulur o bavulu. içinden ben çıkarım. "aa umduğumu buldum" der bulan kişi. negzel olurdu lan.

27 Ağustos 2009 Perşembe

kafam saçlarıma kadar karışık lan.




"Hayatından çıksam da, sevmiyormuş gibi yapsam da, aslında aşık olsam da, çünkü ben böyleyim."


Yani tam öküzüm. Bugün 3te kalkmış olmanın verdiği dayanılmaz ağırlık ruh halime de etki etmeye başladı. sinir oldum. aklıma bişeyler geldi. (sanki aklımdan çıkıyomuşlar gibi). düşündüm durdum öyle mal mal. herşey olacağına varır dedim sonra, olabilseydi olurdu olmuyosa olamıyodur falan diye saçmaladım sonra. beynime salak salak komutlar veriyodum. hadi şimdi unut. hadi şimdi hatırla. biraz dalga geç. ağla biraz da Hadi ama uyuşuk şey !. ne işime yarıycaksa. hayır kolaylaştırdığı falan da yok kendisinin. ağla deyince çok güzel ağlatıyor da gül deyince zorlanıyo şu sıralar. beni çok zor durumda bırakıyor çoook. he ben demişken aklıma geldi. ben'le de sorunluyum bu aralar. böyle hal ve hareketlerimden tut, dış görünüşüme kadar düşman kesildim. ay bilmiyorum dışarı çıkmak mı yaramıyor yoksa evde oturmak mı. oruç tutmak yaramıyor belki de he ? bu arada oruç deyince aklıma geldi. dilimin yarası geçmedi git gide büyüyor. ne sahurda ne iftarda doğru dürüst bişey yiyebiliyorum. evren beni öldürme planları yapıyormuş gibi hissediyorum. 'bişey yiyemiyecek ve öleeceek hıhahhaah' diye. hayır yani bi kerede öldürüyosan öldür niye işkence ediyosun. şimdi 38 kiloya düş, ordan hastaneydi, serumdu, ilaçlardı, nasihatlerdi. oooo uğraş dur.nerde benim jilet kolyem ?
bi ara bi video vardı facebookta. adama bi soru soruyolardı adam konudan konuya atlayıp tüm hayatını anlatıyodu. kendimi bi an ona benzettim. başta bütün konuları birbirine karıştırmış gibi gözükse de aslında ana teması 'karışıklık'. kafam saçlarıma kadar karışık lan.

24 Ağustos 2009 Pazartesi

bok gibi olmaktan sıkıldım

  • yeni blog görüntümle hayata neşe saçıyorum. hov hov. hayır aslında neşeli olduğum yok belki ruh halime iyi gelir diye renklendirmek istedim.yoksa her an bileklerimi kesebilirdim. gırrç diye tek hamlede.
  • oruç tutuyorum. çok mesudum. tüm günahlarımdan arındım. lölölö. gayet ciddiyim.
  • açlıktan yorgun düşmüş vaziyette 2ye kadar uyumayı planlıyorken 12:30'da imamın vaazının sesini duydum. "günde 12 saat uyuyup, kendini sosyal yaşamdan soyutlayarak tutulan oruçtan hayır gelmez!" dedi ve o anda uyku hali falan kalmadı bende. uyancam uyanamıyorum yatak beni çekiyor, uyucam imam iğneleyici şeyler söylüyor. neyse en iyisi uyumadan yatağımda dinliyim hocayı dedim. "Sevgili kardeşlerim ahirette 'eey oruç tutanlar cennetin kapısı size sonuna kadar açıktır" denilecek ve cennete alınacaksınız." gibi laflar etmeye başlayınca yüzüme ebleh bi gülümseme yerleşti. ooo iyimiş cennet garanti o zaman diyip tekrar uyucaktım ki "amaaaaa oruç tuttuğunu zannedip aradan sıvışmak isteyenlere Allah 'duuuur' diyecektiirr" demesin mi. keyif falan bırakmadı bende. karnım da ağrıyodu zaten. açtım bilgisayarımı. sonra sesini duymadım zaten.
  • kış gelse de yağmurlu bi günde yorganıma sarılıp sıcak sıcak uyusam. ooohh mis.
  • soğuk nevaleymişim. kendimi çok önemsiyormuşum meğer kimse beni sevmiyormuş. hayal kırıklığının böylesi...sevmeyin kardeşim. sevmeyin napalım yani. hiiiç kendimi birilerine sevdirmek için şirince, cıvık cıvık hareketler yapan, böyle bebeklere hayvanlara karşı uuuuh canuuum tarzında, merhametli havalarında, elinden her iş gelirmiş gibi kendini ortaya atan, çok güzelmiş gibi her dakka tipinden bahseden, bütün erkekler benim peşimden koşuyoğğrr mesajları veren, aslında erkeklerin peşinden koşmasının tek sebebi cinsel organı olan, hiçbir şeyi başaramamış liseyi bile zor bitirmiş olduğu halde etrafa en süper oymuş gibi gösteren, eğlencelii anlayışlııı gibi görünen tiplerden olamadığım için üzgünüm. kusura bakmayın sayın çevrem. beni bu tipe çeviremiceksiniz. ben kendim için yaşıyorum. sizler için değil. sev ya da nefret et. hiiç farketmez.
  • bizimkilerin beni dışarı çıkarma çabalarından fenalıklar geldi. becerebilsem kendimi bilgisayar ekranına sokup facebookun bi köşesinde yaşamaya başlıcam. -damla gel ananenle fuarı gezcez +höööö ben, sen ve anenem ? anne manyakmısın ben napıyım orda ? - gezersin işte ne var, sahile gideriz bişeyler yeriz? +anne ben kaç kere dedim yalovada gezmeeeeeeem ! hele o sahilde elimde dondurma, aheste aheste yürür vaziyette yalçoların bakışları altında 5 karış yolu 65 kere dönüp dönüp yürümek mi ! çek git anne. +amaan asosyal. AAYY EEMM ASOCİAALLLLL YEESS BEYYBB !!!
  • Tekrar söylüyorum. Etrafa sevgilinizle fotolarınızı koymayın. Şikayet ediyorum diyorum. Küfür ediyorum. Üstüne bir de beddua ediyorum. Gözümüze sokmayın kardeşim, olan var olmayan var. bide fotonun altına yazmaz mı "aşkıımmlaaa" püüüü yürü git lan !
  • Bazen saçmalayabilitemin sınırsızlığını görüp kendime hayran kalmıyorum da değil.

22 Ağustos 2009 Cumartesi

bir asosyalin internetle savaşı.

facebookumu tekrar açtım.
dayanamadım :(

zor oldu bitti.

internetten sıkıldım gerçekten. artık bir süre girmeme kararı aldım. evet biliyorum daha 1 ay daha evde oturmalıyım. ama eminim yapıcak daha güzel bişeyler bulucam. artık facebookta bütün gün milletin yazdıklarına köpürmekten vazgeçtim. eskileri karıştırmaktan, başkalarının hayatını takip etmekten..vazgeçtim. kimse bana internette ulaşamasın istiyorum. artık gerçekte var olmak istiyorum. sanallık beni boğmaya başladı. eğer gerçekten önemliyse insanlar beni telefonla arar, ya da evime gelir. noktayı koyuyorum.
bi süre blog yazmıcam. dedim ya ben netsizim artık (:
sii yuu sanal alem.

finish

facebookumu kapattım.
çok mesudum.

20 Ağustos 2009 Perşembe

bite me.

25 yaş üstü bay ve bayanların sürekli kendi yaşından küçük kimselere öğüt verme çabası nedir anlamadım gitti.
bi ben çok gördüm geçirdim, ohoo sen giderken ben dönüyodum havaları.
hayır nedir yani.
ben senin o anlattıklarını hep biliyorum. öğüte ihtiyacımız mı kaldı allasen.
şu hayatta görmediğimiz şey kalmıyor ki.
birebir yaşamak gerekmiyor artık. başkalarının hatalarından ders alabiliyorum ben.
çokta yetenekliyimdir bu konuda.
yanii 345653648 tane film, dizi izliyoruz. bi sürü insan tanıyoruz anılarını anlatan.
efendime söyliyim 6313356965 tane kitap okuyoruz
görüyoruz geçiriyoruz yani. 19 yaşındaysak o kadar da toy değiliz be anam.
gençleri aşağılamayı ne çok seviyosunuz be.
ıııy allahın cezaları. ramazan ramazan bela okutursunuz adama.
pis.

charlienin abisi gibi naralar atasım var size.
aaa oooo aaauucch
oouuucchh charlieee ouuuccch
charlieee !!!

ekiekieki.

18 Ağustos 2009 Salı

Yalnız kaldım sanma, koca dünya yanımda.


  • bugün ilk defa kek yaptım. oha dediğinizi duyar gibi oluyorum ama yapıcak birşey yok ben böyle geç gelişen bir insanım ajsfhsjgh gelişimini tamamlamamış yaratığım ben bö. neyse ilk makarna olayından sonra kek olayına geçtim. he yapabildim mi yaptım, tadı güzel oldu mu oldu. ama diyorum kimse bana inanmıyor. ben daha önce yapmadığım şeyleri bile eğer gözlemlemişsem bin kere yapmış biri gibi rahat yaparım. araba kullanmayı da mesela. bilmiyorum kardeşim hiçbir fikrim yok ama ben o koltuğa oturur ve sadece sözle ne yapacağım söylenirse ben o arabayı sürerim arkadaş ! pilavı da tuttururum ilk yapışta, hamile bile kalırım ulen. opss bi dk bunun için özel bi çaba gerekmiyordu diymiii eki eki.
  • kayıt yenileme şeysini yaptık geçen gün. okulumu da ablamın evini de özlemişim ama içim daraldı görünce be blog. böyle okul açıkken o yatakta düşündüklerim, söylediklerim bilmemnelerim aklıma geldi tek tek. sonra okulun her bir köşesinde yaptıklarım. uyuyamadım o gece. düşünmekten beynimde karıncalar dolaştı. of dedim of of dedim yani. bu sene aynı şeyleri yapmıyım ya dedim. yine salak olmıyım ben dedim. e bakalım. hayırlısı. nasip kısmet. alnımızda ne yazdıysa o. akjfskgjhy
  • -damla öyle bi yazıyosun ki sanki tüm tuşlara birden basıyomuşsun gibi ses çıkıyo + e zaten tüm tuşlara birden basıyorum slghlsrkjre bak böyle akhsrjggj
  • istanbula gidince herkesin buluşalım demesini seviyorum. egom patlıcak gibi oluyo . yihuharaa.
  • bundan sonra aşkmış, yok bilmem hoşlantıymış peşinden koşmakmış platonikmiş bilmemneleri çekemicem canım. hayatımda biri olupta mutsuz olcaama kimse olmasın tek başıma mutlu olıyım en güzeli. ne gerek var. zaten ben paranoyak insanım yapamıyorum yani inanmıyorum da güvenmiyorum da. köpek gibi sevse biri ben onu bile sevmediğine inandırırm. çünkü yok kardeşim bu zamana kadar seviyorum diyenleri gördük. yok öyle bişey. yalan dolan hepsi. sözün özü bundan böyle hep yek hep tek başıma..

13 Ağustos 2009 Perşembe

iloveblack


bi ara artık siyah giyinmicem, siyah oje sürmicem renkli olcam diye tutturdum.
renklendim de baya.
ama sanırım yine siyaha dönmeye başlıyorum. ruh halimle de alakalı olabilir bu. evet.
kırmızı ojelerimi çıkarttım, siyahları sürdüm. ve siyah pantolonumu çıkarıp üzerine siyah tişortumu giydim.
yine aile içi tepkilere maruz kaldım ama mutlu oldum ben böyle. yıllar sonra evine dönmek gibi.
welcome to the black..

12 Ağustos 2009 Çarşamba

ay lav milk

gerçek bir süt aşığıyım.
sütsüz yaşayamam.
içmeden de uyumak istemem.
son zamanlarda ballı süt içerek yatıyorum.
eveeet süt çocuuyum var maaaaaa ?
ama içmek zorundayım çünkü son zamanlarda çok fazla kilo kaybettim.
38e doğru gitmeye başlayınca endişlendim ve sürekli proteinli şeyler yemem ve içmem lazım.
ama 43ten yukarı çıkamıyorum hala.
olmadı bi hastaneye yatıveririz nolcek.

poker face


  • fonu siyah yazısı beyaz yazıları okuyunca gözlerime jaluzi taktırmış gibi hissettim lan. düzeltin blog renginizi okumam allahıma. bkz.kendini beğenmiş okuyucu.
  • annem yine pijama takımı almış bana. hayır anladık yüzüme vurmak istiyosun sürekli evde oturduğumu da pijama koleksiyonu yapıcam be anacım. bi de pek cicili biciler. son aldığının üzerinde bayan inek cowboy var. bu durumda cowgirl oluyo farkındayım :asghajfG: Üzerinde de "looking for my cow boy" yazılı pek bi sevdim lan. bu arada böyle herşeyimde looklu şeyler yazdığını farkettim. bikinimin üstünde kocaman LOOK yazıyo :adafhdjhsjg: hayır bakılcak bişey olsa gam yemicem. ay kötü bi yere gitti bu muhabbet. burda kesivecem.
  • bu aralar pek bi eleştirmenim. resmen batıyo millet. ne yapsalar bişey buluyorum. hayır bulunmıcak gibi de değiller ki kardeşim. herkes kendi havasında. sinir oldum lan.
  • annemle babam herşeye karıştığımı ilan ettiler bugün. izledikleri kanallara, yedikleri yemeğe falan karışıyomuşum. ama annem de sır kapısı tarzı programlar izliyo kafamı o duvardan bu duvara vurasım geliyo.çıldırıvecem. babam da soğanı elma gibi yemeyi seviyo. kusazaaaam ! direk açıklama yaptılar. "damla okulun başlasın da git artık". sağol be hacı !
  • sabah uykumun en güzel yerinde (sabah dediğim 12:30) zil çaldı. küfür ede ede kim oo dedim. çöp almaya geldim demesin miiiiiiii. çöp yok! diye bi bağırmışım adama. günlerdir almaya gelmiyo çöpü :adjfhjsdgkgh: ulan yok dediysek o gün yoktu hayvan :ajdghjh:
  • melekler korusun başlıyormuş. sevindim be. sırf barış için izlenir dizi. o nasıl gülüş, o nasıl bakış.
  • abi seviyorum uzun saçlı erkeği yaaaaa ! erkek dediğin uzun saçlı olur. uzun saçlı olsun çamurdan olsun hatta ve hatta.
  • günlerdir ağzıma takılan iki şarkı " daha neleer amanın daha nelerr" ve "iki gözüm anlamadım olaanııı bulamadım ayrılığa yalanııı". temizlik yaparken powertürk açarsan böyle olur damla hanım.
  • Evet an itibariylle Gamze'nin iletisini yazmak istiyorum. "' Yandığında yandığımı gördüm içten içe. Sakın kaptırma kendini süslü bir Piç'e .." çok doğru efenim çok doğru.
  • noktalar uzadıkça mallaşmaya başladığımı farkettim. bundan kelli bu yazıyı burda sonlandırıyorum.

11 Ağustos 2009 Salı

sisisisissisis

normalde saat 7 oldu mu annemle babam gelirdi eve.
şimdi geç kaldılar lan çok mutluyum !
arayıp bu gece otelde kalmaya karar verdik başının çaresine bak derlermiş falan
ufffff nası sevinirim nası havalara uçarım var yaaaaaaaa!
ama yok az sonra tüm tokide aynı olan kapı zili çalmaya başlar.
i dont like that !


her konuşmanın sonunda ingilizce bi cümle sıkıştırmakta moda + alışkanlık oldu.
i lovee itt !
bak işte.
bunun gibi.

no weddings !!!

nedir bu düğün nişan kına rağbeti ya.
yüreğim şişti resmen.
düğünden kurtuldum derken ablamın nişanı ve bi ay sonra olacak düğünü çıktı.
bıktım mk ne giycem tribine girmekten
geçiririm üstüme bi tişort bi tayt
altına da giyerim topuklu bişi
tamam işte ooh mis.
arkamdan da ııııı gelinin kardeşi nişanda nası giyinmiş piiiiiii
diye konuşanlara kıçımı öpmelerini söylerim.
e tamam no problem right now !

yanlış tarife

- Üzgünüm dediğime bakmayın, değilim bayım... -
Yerkürenin tüm günahları sizin ve bütün ahlarınız benim.
Bayım, artık cehennemin dibini boylayabilirsiniz!

Soluksuz kalan sevdamı kendi ellerimle boğazladım. Benim yerime siz yanabilirsiniz.

Çünkü siz aynı anda laftan anlamaz, vurdumduymaz, kör ve nankör olabilme yetisine sahiptiniz.
Üstelik bencil!

Boşuna nefes tüketmeyiniz. Aşırı yüklemeden dolayı kalp hücrelerime şu an ulaşılamıyor, lütfen daha sonra tekrar geberiniz!

Farzedin ki kalpsiz bi' bedenim. Kanım yalnızca beynime pompalanıyor.

Üzgünüm bayım, bu gece gerçekler fazla mesai yapıyor. Aradığınız kadın izinde! Size karşı daha hoşgörülü olmak isterdim ama siz bu hakkınızı seneler içinde tükettiniz. Ve müessesemizde her kampanyadan ancak bir sefer yararlanabilirsiniz. Lütfen şansınızı başka bir ömürde deneyiniz! Zembereğini kırabileceğiniz başka kadınlar bulun mesela. yollarını tüketebileceğiniz başka masallar... Ama lütfen onlar benim kadar salak olmasınlar, zevki kaçar. Hem sakın, 30 dereceden üstünü denemeyin. Renkleri solar. Ve bu geceye bu kadar kelime yeter.

Bayım, bu gece sizi bi' tren istasyonunda unutabilir miyim?



alıntı

9 Ağustos 2009 Pazar

Gece Gece Umay Umay

Seni dünden daha çok seviyorum.
Dünden daha mı çok yalnızım? Buraya hiç kar yağmayacakmış. Sırf bu yüzden geri dönebilirim. Ama önce gidilecek daha çok yer bulmalıyım: Şehirden daha başka yerler varmış kuzeyde. Beyaz kumsalların olduğu bir sahilin adı geçti. Bir kaç gün sonra ordayım.

Artık, girmek istemiyorum şehrin içine. Her dönüşümde, yüzüm sargısından yeni çıkmış bir kazazedenin yüzü gibi yansıyor camda. Otel param bitti. En komiği, kütüphane tarafından reddedildim. Kapıdaki görevli içeri giremeyeceğimi, belgelerimi görmek istediğini söyledi. Defterlerim hep ıslanıyor ve onlardan başka belgem yok. Varlığımın bütün ıspatı olan o defterleri ona göstermedim; çünkü, bana defterlerim yüzünden aşık olmazdı; ama, sebebi bu da değil şehre gitmeyişimin.
Sebebi hiç biri değil. Göğsümüzdeki levha, alnımızdaki sis ve ürkek el yazısı bile değil. Çünkü, o hakiki, yapışmayan hüznü çok az insanda gördüm. Ve o insanları bu şehirde bulamıyorum.

Şehirdeyken, yalnızlığımla, ormandaki gibi değilim. Burun buruna. Soluk alarak. Okuyup yazarak, herkesin uyuduğu saatleri bekleyerek yaşıyorum ormanı. Oysa, yalnızlığımı zehirliyor şehir. Senin yalnızlığın nerde? Beni, uzak ülkelerin birinden seyahat etmek için gelen bohem bir prens olduğuma ikna ediyor. Yani, 21. yy çöplerine yaptığı gibi yeniden dönüştürüyor ve ucuzlaştırıyor. Senin yalnızlığın nerde? Kendi açmadığım kapılardan geçip duvarlara listelenmiş bilmediğim kahvelerden içerken ve sigara hiç sönmezken, yüzümün küskünlüğünü unutturuyor. Yüzüm küskün, ama altına yapmış çocuk gibi görünüyor aynada. Anlamıyorum bunu da. Çok saçma. Saygıyı sunuyorlar. Yemeklere kattıkları sarımsak sosu gibi. Dökülerek eğiliyorlar önümde. Utancımı öldürüyorlar. Yeni aldığım ceketin gece ışıklarıyla parlayan fermuarına kaçamak bakıyorlar. Bu hoşuma gitmişti ama sıkıldım. Buddha’nın sarayındaki hizmetkarların yaptığı gibi, bana unutturmaya çalışıyorlar yalnızlığımı. Dudaklarını öpmem için ısırıyorlar, ama öpüşmek için gereken Yakınip duruyorum. Çünkü, yüzümün kirini parmaklarıyla temizledikten sonra, onlara para verdim. Ama bitti. Yüzümün kiri kalmazsa kim inanır onlara küstüğüme? Bir zamanlar, kirli çocukları sevdiğimi kendime nasıl yazabilirim. Benim yalnızlığım sende.

Çünkü aynı şehir, gece çöktüğü zaman, şekerli ağzıyla acımı emmeye çalışıyor. ellerimle itiyorum,

Ve hangi filmin yıldızı olduğumu soruyorum onlara... dillerini bilmediğim için anlamadığım kadar çok soruyorum. Sevdiğim filmleri bilen birini bulana dek bunu yapacağım. Bilmediğim ve seveceğim bütün filmlerin sende olduğunu hatırladığımda, ormanda, aynalı bir mağaraya benzeyen otel odasında, ‘Neden şehre döneyim?’ diye soruyorum. Ne kadar yalnızsam o kadar çok sevebileceğim filmler hala var biliyorum.
O filmler, şarkılar ve kitaplar kadar uzun olan geceler.
Seninle. Vazgeçemeyeceğim.
Sözler.

İki kişilik silinemez mutsuzluklar ve onları unutturan mutluluk. Bize birbirimizi unutturan mutluluk... hiç birbirimizi unutarak seviştik mi sözle diye sormadığım senle. Bir de sanki, başka bir çağı yaşıyorum.

yollarda,
yanımdaydın; ve birbirimizi özlemeden yan yana durduğumuz halde seni unutmadım.
Aşık olabilir miyim sana. Hiç bir fikrim yok. Yalnızca hayallerim var.
Sen bana bakmaya utanmaktan daha güzelini yaptın- sana bakmamdan utandın.
İnsan güzelliğinden mahcup olunca daha mı güzel olur: penceredeki yansımama bakmıyorum, ....en güzel yerim gözlerim, ama onları sensiz görmek istemiyorum. Çünkü, sana yazıyorum.

Her akşam, yemeğe giderken yanından geçtiğim akasya ağacına bakıyorum.
Akasya ağacından kuru yaprakların üzerine atladığımda öleceğim aklıma gelmiyor.



Yaşamak için kollarımı açmak, tutunmamak gibi.

Yaşama tutunanları değil, onu devirenleri sevdiğim için yalnız sana yazıyorum.




Akasya ağaçları inanamayacağın kadar uzun burada. İşte seni bu yüzden seviyorum. Bir de, onu devirirken bana sarıldığın için.

Beni devirirken, ona.

Elini hayatın kalbine bastırdığın için. Ve izini bana gösterdiğinde okuyabildiğimi bildiğinden.

Bir gün hastalanırsam, delirdiğim bir gece, resminle iyileşeceğimi biliyorum. Peki ya sen?

Kim daha fazlasını biliyor?
Hangimizin özlemi daha büyük? Kim bu gece tuvalette şarkı söylecek?

Peki Neden kızıyorum sana? Herkesi affederim ama sende zorlanıyorum...... diyorum.
Her sessizliğim için mi? Senden, çok öğrendiğim ve öğrenmekten nefret ettiğim için mi: yalnızlığımı korumak için. Sen yalnızlığımın en güzel tehdidisin.Ve derenin en güzel okyanusu.
Palavra. Palavra.

Tüm bu şairler neden kokuşmuş geliyorlar bana:
Homer okuyorum. Babaları bana çok şey anlatıyor herkesin. Annelerinden fazla.
Ne anlattığını yazmaya yerim yok.
Çünkü, şimdi seni yavaş yavaş aşkla karıştırıyorum.

Neden şaşırıyorum sana?
Sen varsın diye bulamadığım sözcükler yüzünden mi?...bilmiyorum...
Senden nasıl vazgeçerim, bana söylesene. ................, vazgeçmek istiyordum. Herşeyden. Şimdi yine düşleyebiliyorum.

Çok basit, gözlerini kapa ve vazgeç... diyen sesin ensesi buzlu.
Dinler miyim – anlar mıyım?
Gene birbirine karıştırınca, ellerimi kulaklarıma yumdum.

Bu karıncalar tenimde ne arıyor: şeker mi?

Herkes uyurken içtiğim kahve- yine yasak İnternet.

Duam nerde?

Sigara hep az.

Tatlılığın içimi ısıtırken, kimbilir kimi ısırıyor...
Bana herşeyi yapmanı istiyorum.

Yazarak saklayabilirim seni. Bu gece bunu anladım. Kendime, bana saklanabilirsin. Ne olduğunu bilmediğim ve her zaman kollarımı açtığım bana. Gel! Sana sarılmak ve seni koklamak istiyorum. Hiç bir zaman kalbimi vereceğim kadar sevebileceğim bir sevgilim olmayacağını bildiğim için, sana asla sevgilim demedim, demem. Yalansızlığın kuraklığında gri giysili insanların ortasında ağlıyordum ve sen geldin. Bacaklarına döktüğün şarabın baş döndürücü yalanlarının en gizli rengiyle ilgilenmiyorum.

Hala arkadaşınım. Seni dudağından öpmedim.
Kalbinin yaralarından ağlayarak öptüm



Tipkı o filmdeki gibi. Senin yakmaktan benim kesmekten hoşlandığım o film gibi.

Kalbimi keşfetmem için her gece bir parçasını daha saklandığı yerden çıkardığın kırmızı, siyah ve mavi gibi.

Boşluktan esen rüzgarın dalgalandırdığı sarı ve beyaz yelkenler gibi.
Sen uyurken, ben uzağa giderken, uyandığımda, sen yoksun diye dönmeyeceğim için. Sen her güzel tohuma kendi suyundan verdiğin için. Olmasaydın, her uyanışımda içimde yeni çiçeklerin açacağına nah inanırdım. Kendimi ölümden kusturarak nah uyanırdım.

Peki, sen beni yazarak saklayabilir misin şimdi?
Yazıyla bana açılabilir misin....... daha başka yerlerden beni işaretleyebilir misin?


İçinden gelmeyeni bana yapma, bu beni de kirletir..Bu doğru.

içimden gelmeyeni yapmıyorum. Seni temiz tutmak için.

Aşk, dostluk, nefret, kompleks, iftirha, günah, saplantı, masturbasyon, pamuk helva, dua, intihar, avuntu, uyuşturucu, uyku, .. hepsi birbirinden daha palavra.

Avcumun içine alip her gün yeniden şekillendirdiğim hayat sinemamda seyrediyorum seni.



dünyanın en güzel kadını olduğuna inandığım kadar dünyanın tek yazarı olduğuma inanacak kadar kör.

Ulyssees,in ağzını elimle kapadım.
Çünkü Annem şimdi masal anlatsa uyurum.

Tasarlanmış ve beğeniye pazarlanmış bir sözüm bile yok senin için.
Naylon seviyorum. Ama, yırtılana kadar.

Oysa cam ve kristal, kırıldıktan sonra da gözümü alıyor.

Sen, Bu yüzden......... Camdan kalpli kristal kraliçe olmaya mahkumsun.
Öbür kalbini yırttığımda ağlamaya mahkum oluşum gibi.
Avcumun içi bir hapishane şimdi.
Ormanın yılanları yanıma yaklaşmaya korkuyor.

Ve ben adını fısıldıyorum.

Geleceğini biliyordum...
_________________
Eğer karşı evde oturuyor olsaydın,senin sabahların için begonyalar alırdım...

kana kana

saat 02:25
içimin burukluğu geçsin istedim.
blogumu yeniledim.
geçti..
meğer kendime yeni bir blog görüntüsü lazımmış :)
hıhı iyiyim ben.
umutlu ve mutlu.

uykum mu geldi ne ?

5 Ağustos 2009 Çarşamba

bibidi bobidi bo

Gece yarısında beşiktaşlı bardağımla en asitlisinden kola içiyorum. Ve çatlaklarıma göz kırpıyorum. Hayat ne garip.


Üstelik çenem inanılmaz ağrıyor, gecenin bir yarısı beşiktaşlı bardağımla en asitlisinden kolanın yanında yemek için aldığım müthiş kurabiyeleri ısırmak için ağzımı açamıyorum. Nasıl bir ağrıdır ? Yok mu bunun ilacı ?

4 Ağustos 2009 Salı

hayallerimin hayalindeki hayal

ablam ve kuzenim evleniyorlar ve bi arkadaşım nişanlanıyor.
evet duvarların bana göz kırpıp " o güzel kafanı bana sert bi şekilde yaslamanı çok isterim böbeğim" dediğini duyabiliyorum. ama hayır henüz bunun için çok gencim. hem kendimi duvardan duvara çarpmak için hem de evlenmek için!
evet evlenmek !
böyle bi kaç kere üst üste söyleyince 4 tane kivi yemiş gibi oluyor insan.
herşeyi hayal ederim de kendimi gelin olarak hayal edemem be blog.
ben mutlu oluyomuşum, çok sevdiğim ve sevildiğim bi ilişkim oluyomuş, yıllarca sürüyomuş falan.
baya baya anlaşıyomuşuz. aynı anda mezun oluyomuşuz. beni istemeye geliyolarmış da bilmemne, sonra düğün yapılıyomuş, adalarda oluyomuş, straplez, önü kısa arkası uzun parıl parıl bi gelinlik giyiyomuşum saçlarımı da maşa yaptırıp prenses tacı takıyomuşum falan fistan, müstakbel eşim de çok yaguuşukluymuş, beyaz smokin giyiyomuş, bütün sevdiklerim varmış falan sonra evleniyomuşuz, ulusta bi evimiz varmış, balayına brezilyaya gidiyomuşuz, tam da rio karnavalına denk getiriyomuşuz, ben yarı çıplak şekilde samba yapıyomuşum falan.
yo yo yo hayal edemiyorum işte kardeşim olmuyo sıçtım bak sonlarına doğru.
hem ben evlenmek istemiyorum ki istesem de düğün yapmam zırt diye evlenirim, düğün yapsam da düğün salonunda olmaz, düğün salonunda olsa da içeriye klavyeci sokturmam, soktursam da misket havası çaldırmam, çaldırsam da kalkıp oynamam, oynasam da beni çekmelerine izin vermem, çekerlerse de artık evde oturur kusursuz eşimle izler güleriz, nedir ki yaani.

tamam ya bırakk istemiyorum tamam bıhhh yaani bıhhh.

3 Ağustos 2009 Pazartesi

WTF ?

  • yalovada rus gördüm lan. beni bacak boyuyla dövdü resmen. hele o doğal sarı saçları yok muu. yuh dedim ben niye yaşıyorum lan dedim içimden. kes bileklerini yaşama artık bu kılıkta dedim kendi kendime. bkz. ben bugün bunu gördüm.
  • okula kayıt yaptırma şeysinde sorun çıktı. kafama o kadar takıldı ki adam gibi cümle kuramıyorum bak. eğer halledilmezse okula kayıt yaptıramıcam. bundan sonraki hayatıma lise mezunu olarak devam edicem. anaaaaaaam. bileklerim gel beni kes diyo.
  • bi düğün yetmezmiş gibi bi de ablamın düğünü çıktı iyi mi. hem de şappadanak. işin yoksa çık elbise bak ayakkabı bak saç modeli bak. nedir yani. ne gerek var.
  • jilet kolye takmanın getirdikleri ; "jiletçi misin kız seeen","kızım sen o haberlerde gösterdikleri satanistlerden misin ?","gerçek mi o?"..tanrım insanlara düşünme gücü, bana da sabır ver.
  • babet giyen satanist. ashadfahdja. git kafanı araba tekerleğinin arasına sıkıştır. hadi be hacı be.
  • bugün yağmuru (yiğenim-1yaşında) gezdirirken kadının biri " sizin mi bu" dedi. yuh amk sence anne tipi var mı bende dicektim tuttum kendimi, yok ablamın dedim. aaa ablaan çok genç amaaa demez mi. ulan meymenetsiz o gençte ben neyim ? bana şaşırmadan o soruyu sorabildin de ablama niye o tepkiyi verdin görgüsüz ayı. ayaküstü komplekse sokucaktı beni edepsiz.
  • yeni alınan ayakkabının vurmasından nefret ediyorum. al o ayakkabıyı pres makinesine koy o derece.
  • tokideki sapığımı göremiyorum günlerdir özledim lan. asahdgadaf. sapığını özleyen hatun kişilik. gel gel mallığa gel.
  • meleğin sırlarını izledim. nehir erdoğanı kutluyorum, oyunculuğun amına koymuş(iyi anlamda). ama o senaryo ne allahın cezası pislik. rezil etmiş filmi.çek git.
  • küfürbazlığımın üzerinde yeterince kararlıyım hor görmeyin. hepinizin ağzına sıçarım.
  • rüyamda coni dipi gördüm. gel bana gel bana diyodu asafdahdjasl sabah salyalarımın aktığını farkettim . rüyada coni dip görmek. uuuvvvvv çok etkileyici
  • babam bağırıyo yine damla kalk diye. yareebbiii sana geliyoruumm.

1 Ağustos 2009 Cumartesi

Tam bir Koca Karıyım.

  • Dün haftaya dünya evine girecek olan kuzenimin evini düzdük. ah özür dilerim dizdik demek istedim. şu sıralar küfürbaz yanım önplanda. kendimi engelleyemiyorum. Ev mükemmeldi, kapıda ad ve soyadları, duvarlarda fotoğrafları..kıskandım be blog. O an evlenesim geldi. Biriyle "biz" olabilmek, iki kişilik yaşamak, artık ağlarken gülerken yanında birinin olması, düştüğünde kaldırılacağından emin olmak..of diyim yani sana. annemlere evlenesim geldi dedim "aman" dediler "bari sen yapma." Sonra da unuttum zaten bencilliğim sarmaladı beni birden. Ben "ben" olmayı seviyorum ya dedim. "Biz" olmadım hiç olamam da. hatta bekarlık sultanlıktır puufff.
  • 2 gündür Yalova'yı karış karış geziyorum. Burası öyle bir yer ki bi sahili var gezilebilecek. O da bir aşağı bir yukarı yürüyünce bitebilecek cinsten. Dolayısıyla sürekli aynı yüzleri görüyorsunuz. Yalova tikileri, Yalova rakçıları, Yalova kaşarları..Bunların hepsi o sahilde oluyor. Mideniz bulanıyor, başınız dönüyor. Bu bakımdan benim gibi yapıp evde oturmak en güzeli. Bir de abazalığım tuttu 2 gündür. Böyle erkek sinek görsem vaaay be şundaki karizmaya bak diyorum. O derece. Ama gel gör ki yalovada bu cümleyi kurarak sarkabileceğim erkek sayısı çok az. Bi üşengeç olarak onları arayıp bulmak gibi bi niyetim de yok. Hay allahım ne kadar çok laf salatası yapıyorum. Gelelim asıl konuya. Birine çok benzettiğim birini gördüm bi kaç kere. Benzemesi hem içimi acıttı, hem sevindirdi, hem üzdü. Ama netice olarak adını öğrendim. Hayır hayır o kadar abaza değilim henüz. Bi arkadaşıma çocuktan bahsediyordum ve o sakince "hee eren o yaa, flagmentte çalışan dimi" diyiverdi. Oha dedim git ara bul getir onu bana."Tamam" dedi. Hah ne kadar kolay bu işler dimi. Biri hoşumuza gidince ne yapıp edip tanışıyoruz sonra ne yapıp edip yakınlaşıyoruz ve ne yapıp edip birlikte oluyoruz ve sonra o ne yapıp edip bizi üzüyor. Ama olsun belki mümkündür yeniden sevebilmek :)
  • Düğün telaşı sürüyor. Saçımı nasıl yapacağıma hala karar verebilmiş değilim. Aile tek yürek olup "topuz" yapmam konusunda üstüme geliyolar ama ne biliyiim içime sinmiyor. Şansa bak ki elbiseme açık saç gitmiyor. Lülülülü bana bir topuz modeli söyleyiverin nolur.
  • "How i met your mother"i yeni keşfettiğim için kendimi hiçamahiç affetmicem.
  • Dün gece birden yağmur bastırdı. O kadar güzeldi ki sanki bana bişeyler anlatmaya çalışıyordu. Ama anlamadım. Başka sefere artık.
  • Ben Jasmin'im. Evet. İnan bana.
  • Ve evet tam bir koca karıyım. Dedikoduyu severim.