10 Kasım 2011 Perşembe

senin sorunun ne biliyor musun

merhaba. ben bayadır böyle iyilik meleği olarak geziyorum, yere basmıyorum uçuyorum, bi tatlılıklar, bi şirinlikler falan sanmayın ki sizleri görmezden geliyorum. sizleri sizleri, benim sinirlerimi tavan yaptırtanlar. uzun zamandır ona buna sövmüyorum deyu şimdi açtım blog sayfamı yumucam gözümü. yani klavyeye bakmadan da yazabiliyorum öyle yetenekliyim ;);)

neyse neyse bakın aranızda bazı erkekler var onları burunlarından tutup yüzlerini kaydırağa sürterim böyle aşağı kadar. bilirsiniz o kaydıraktan kayarken dirseğimiz sürttüğündeki acıyı. arkadaşım yakışıklı olabilirsin, yetenekli olabilirsin, karizma olabilirsin tamam da yani biz de hayvan değiliz dimi. tamam kendinize güveniceksiniz de işin bokunu çıkarıyosunuz. o elimi sallasam ellisi devri çoktan geçti siz hala bi tutturmuşsunuz gidiyosunuz "bana karı mı yok yea" havalarında. hayır öyle olmakla kalsanız tamam lan dicem adam playboy. ama yoook bi de işi duygusallığa, romantikliğe, drama bağlıyosunuz ya bileklerimi kesesim geliyor. hani böyle derin duyguların adamı, aşkı sevdayı içinde kuvvetli yaşayan böyle enginlere sığmaz taşarcasına romantik tavırlarınızı alır yerim kısırın yanında. ulan ayda bir kız değiştiriyosun neyin duygusu neyin aşkı bu yaa. bi de kendini kaptırmaz mı. hani tek dert kızı tavlamak değil bildiğin bu yola baş koymuş ve inanmış aslında şairane bi kişiliği olduğuna. arkadaşım bi silkelenin kendinize gelin artık yaa. valla olmuyor artık böyle.

Oh tamam neyse o yeni fotoğraflarındaki karizmatik hallerinin hırsını çıkarttım kendimce yerin dibine soktum şimdi gideyim de azcık aşk filmi izleyeyim.

7 Kasım 2011 Pazartesi

BEN HER ŞEYDEN DAHA İYİYİM

evet, biliyorum benden uzun süredir haber alamadığınız için meraktan öldünüz. her gün deli gibi blogumu açıp yeni bir şey yazmış mı diye bakıp göremeyince vah vah noldu bu kıza diye dertleniyorsunuz. işte o günler boyunca hep sizi düşündüm, yalnız sizi, yalnız sizin gözlerinizi, öhm neyse şöyle ki; eski yaşantımın tam aksine teknolojiden kısmen uzak yaşıyorum. ve öylesine pis bir şekilde mutluyum ki. gülmelerim değişti. hohhohhoy diye gülüyorum artık. öylesine göbeği büyütmüş noel baba neşesindeyim. he bir de 5 kilo aldım ama resmen tatlılıktan ölücem. hayatımda eksikmiş bişeyler doluyor yavaş yavaş. mesela önce yanaklarım doldu öyle öyle gidiyor işte. bana eskiden istanbulun avrupa yakası harikalar diyarı gibi gelirdi. öyle arada sırada gezmeye gittiğimizde "ulan burda yaşamak nasıldır acaba" der dururdum. beyoğlu hele allah allah yani. oradan her gün geçmeyi aklım dimağım almazdı. sonra lan dedim ne var dedim ben de yaşarım orda dedim. işte şimdi yaşıyorum. bunu becerebilince artık lugatımda imkansız kelimesine yol verdim. işi büyüttüm fransa'da yaşamak nasıldır acaba lan'dan başladım işte sonra fransa'dan ulaşıcam size falan ordan artık uzaya mı çıkarım jüpitere mi geçerim bilmiyorum. ama size şunu söyliyim aşkitlerim; SEVDİM Mİ TAM SEVERİM SİLDİM Mİ BİR KALEMDE....... tamam haklısınız bu pek bi uyumsuz oldu ama atarlı giderli her şarkının gönlümün tahtında yeri vardır.

not: güzellikten öleceğim konusunda ciddiyim arkadaşlar, ben ölmeden gelin de aşık olun, eksik ölmeyin, sonra fotoğraflarıma bakıp ağlamanızı istemiyorum, ÖPÜYORUM HEPİNİZİ ŞAP ŞUP.