8 Eylül 2015 Salı

Merhaba benim ıssız blogum,
metin yazarlığına başladığımdan beri gün içerisinde o kadar çok yazı yazmam gerekiyor ki tutup blog yazısı yazmaya mecalim kalmıyor. ama dün öyle otururken buraya giresim geldi. ya dedim neden dedim ben dedim buraya dedim yazı yazmıyorum dedim. sonra yapılacaklar listesine her gün buraya bir yazı eklenecek diye not iliştirdim. yazmayı seviyorum evet bunu iş olarak yapmayı da çok seviyorum ama kendi kafama göre sallamasyon ciddiyetsiz yazmayı da özlüyorum yani. hayatında neler oluyor dersen, ki bence deme çünkü bu sorunun bir cevabı yok. yani metin yazarlığını meslek olarak bellemiş olmaktan başka kayda değer bir gelişme yok. hayatıma girip çıkan birileri oluyor elbette ama sorun zaten çıkıyor olmaları. ne zamanki biri çıkmamaya ya da ben onu çıkarmamaya karar veririm o zaman soluğu burda alıp sana ayrıntılı ayrıntılı anlatırım sevgili blog. freelance çalışıyorum ve vaktimin büyük bir kısmı- tamam tamam vaktimin tamamı evde geçiyor. bundan kesinlikle ama kesinlikle şikayetçi değilim. bunu duyan herkes sürekli vik vik vik sıkılmıyo musun şöyle böyle diye tavsiye vermeye kalkıyolar da ben her zaman evcil biriydim ve her zaman da evcil biri olmaya devam edicem. yani ben böyle güzel güzel otururken kalkıp sen tavsiye verdin diye "aaa doğru söylüyor hadi hayatımı tamamen değiştireyim" demem heralde. salak mısınız. zaten insanlar üstüne vafize olmayan şeylere yorum yapmamayı bir öğrenebilseler ne güzel olucak. geçenlerde benimle yaşıt olan kuzenim evlendi. ve tabiiki tüm oklar benim üzerime çevrildi. ne zaman evleniceksin sorularından içime fenalık geldi. her yer ruh hastası kaynıyor ya ben gidip birine asla ne zaman evleniceksin demem çünkü hayatında neler olup bittiğini bilmiyorumdur. sen ne biliyosun benim sevgilim var mı, istiyor muyum, öyle bir planım var mı. bilemezsin. ay neyse bak yine sakin sakin başladığım yazının sonunda sinirlenmeye başladım. kendi kendimi sinirlendirdim resmen. neyse sevgili canım blogum bundan sonra buralardayım. ayağınızı denk alın.