9 Haziran 2010 Çarşamba

göz kırp yine sana dönerim.




  • finallerin bitmiş olması bile sevindirmedi ki beni çıkan güneşe, yağan yağmura yaşama sebebi yükleyeyim. doğa doğa olalı böyle keder görmedi. hölölölöy.
  • öküz gibi yağan yağmura, hayvan gibi espri; "gripinin yüzünden hep, durma yağmur dedi dedi. al işte." ama sen bunu hakettin yağmur bey. -doğaya cinsiyet yüklemek çok kuuul-
  • hani donuma kadar ıslandım olayı var ya. allah belasını versin onun. felaket ıslandım. üstelik o abartılı ve -simsiyah- göz makyajım olduğu gibi aktı. feribot görevlisi "akıyorsunuz??" diye karşıladı beni. hatta beni feribota almayacaklarından şüphelenip gizlice girmenin yollarını planladığımı bile hatırlıyorum. eyeliner'den soğuttu beni bu yağmur.
  • o halde ruh hastası gibi dolaşırken beyin sulanması olayını bizzat yaşadım. aşk-ı memnu veda fragmanındaki bihter tavrıyla "saçlarım ıslak, pantolonum ıslak, ilk defa yüzümde buzu hissettim. bunun adı yağmur." diyordum en son feribot hareket ederken.
  • siyah ojeden vazgeçiyorum artık bilog. ama bu sefer sahiden. sebebini sorma, kendini yorma.
  • ah ah şu kişneyerek şarkı söyleyen kadın hayatımın kabusu oldu. yüzü gözümün önünden gitmiyor. imdatlar olsun.
  • yalova'ya kesin dönüş yapmanın verdiği alelade bir duyguyla yazdığımdan ötürü kesiyorum burda. susun hadi tamam.

Hiç yorum yok: