Evet Tekirdağ'dan sonra sıra Çorlu'ya gelmişti.
Babam Sağolsun.
Yine düştük yollaraa !!
4613216845 saat boyunca bi yatar vaziyette bi oturur vaziyette
yol gitmenin insanı yorgunluktan gebertebilitesi var !
Test ettim
Onayladım.
Neyse yol muhabbettini çok uzatmayacağım.
Bikavs Askeriye'deki Teyze'ye getirmek istemekteyim konuyu.
Her bekleme salonunda olduğu gibi
teyze önce yüzlerimize baktı.
ve o beklenen soruyu patlattı ardından.
"sizin de oğlunuz mu burda"
Bizim oğlumuz yok ki dicektim ama
soru anneme sorulduğu için
ve ben bu cevabı verdikten sonra
herkesin aptalmışım gibi bakabilitesini farkettiğim için
susup oturmaya karar verdim.
Teyze rahatlamak istercesine başladı anlatmaya.
Şivesi de pek hoştu hani.
Trakyalıymış..
Oğlu askerden kaçıvermiş 40 gün.
Sevgilisi terketmiş güya bunu.
bu da dayanamamış kaçmış.
Teyzenin üzüntüsünü dile getiriş biçimine
hayran kaldım.
"Kızdan bol ne var ? Değer mi be a çocum ?"
tabi yahu kızdan bol ne var.
"şimdi hapis yatcek üstüne askerliği yancek
kız da orada sefasını sürüvecek"
diye de devam etti.
Biz de kafamızı sallamaktan öteye gidemedik.
Onunkinin yanında bizim ki neydi ki.
Hem bizimki geçici.
GEÇİCİ.
Ayıptır söylemesi kadın biraz çirkindi.
Bende oradan oğlunun da çirkin olacağı fikrini çıkarttım.
20 yaşındaymış.
Pis bişeydir dedim.
Oğlunu neden düşündüm.
Çünkü olayları dinlerken gözümde canlandırmam gerekti.
Çirkin canlandırdım bende napim amaaan.
Neyse komutan geldi.
Kimsiniz Nesiniz
Kime Geldiniz.
Adres
Kimlik
Senlik
Benlik
derken atladık arabaya..
Orada güvenlik gereği tekrar aynı sorgulama yapıldı.
Ve biir baayaan beni ellemek suretiyle aradı.
Ellenmedik yerim kalmamış vaziyette görüş alanına gidiverdik.
Sonra kapıdan içeri girenlere baktım.
Bir afet giriverdi içeri.
Dedim allahım bu bir melek olmalı.
Sonradan o acı gerçekle karşılaştım.
Teyzenin oğluydu bu !
Kafamdaki çirkin imajı gitti yerine taş imajı geldi.
Tabi bunlar diğer olanların yanında ikinci plandaydı.
Beynim bi kaç işi birden yapabiliyor ayıptır söylemesi.
Babamla konuşurken çocuğu kesebildim en nihayetinde.
Gözyaşları
Tel Örgüler
Haller
Hatırlar
Askerler
Bakışlar
Kaçırmalar
Süreler
Komutanlar
Ve "sürebitti"ler..
Dönüşte ise..
Sağ tarafımda deniz..
Radyoda Kreş "kalıp senin yanında..uzanıp koynuna.."
Ve üstüme gelme dercesine arabaların camlarını yumruklayan yağmur..
kara bulutlarım.
bu aralar beni çook seven KARA bulutlarım..
Gidin başımdan demiyorum.
Diyemiyorum.
Gidin kara bulutlarım beyaz bulutlarımla dolsun başım.
Diyemiyorum.
Çünkü tüm bu olanlar olmak zorundaydı.
Mecbur.
Kara bulutların gelmesi lazımdı..
Kalmak zorundalar.
Bir süreliğine..
GEÇİCİ !
Sonra gidicekler..
Önce beyaz bulutlarım gelicek..
Sonra güneş açıcak..
Herkesin yüzünde güzel bi gülümseme..
Ohhhh diyeceğiz..
Geçti işte ne kadar büyüttünüz !
Bitti bak..
Anne, abla, baba bak !
Bitti ..
Babam Sağolsun.
Yine düştük yollaraa !!
4613216845 saat boyunca bi yatar vaziyette bi oturur vaziyette
yol gitmenin insanı yorgunluktan gebertebilitesi var !
Test ettim
Onayladım.
Neyse yol muhabbettini çok uzatmayacağım.
Bikavs Askeriye'deki Teyze'ye getirmek istemekteyim konuyu.
Her bekleme salonunda olduğu gibi
teyze önce yüzlerimize baktı.
ve o beklenen soruyu patlattı ardından.
"sizin de oğlunuz mu burda"
Bizim oğlumuz yok ki dicektim ama
soru anneme sorulduğu için
ve ben bu cevabı verdikten sonra
herkesin aptalmışım gibi bakabilitesini farkettiğim için
susup oturmaya karar verdim.
Teyze rahatlamak istercesine başladı anlatmaya.
Şivesi de pek hoştu hani.
Trakyalıymış..
Oğlu askerden kaçıvermiş 40 gün.
Sevgilisi terketmiş güya bunu.
bu da dayanamamış kaçmış.
Teyzenin üzüntüsünü dile getiriş biçimine
hayran kaldım.
"Kızdan bol ne var ? Değer mi be a çocum ?"
tabi yahu kızdan bol ne var.
"şimdi hapis yatcek üstüne askerliği yancek
kız da orada sefasını sürüvecek"
diye de devam etti.
Biz de kafamızı sallamaktan öteye gidemedik.
Onunkinin yanında bizim ki neydi ki.
Hem bizimki geçici.
GEÇİCİ.
Ayıptır söylemesi kadın biraz çirkindi.
Bende oradan oğlunun da çirkin olacağı fikrini çıkarttım.
20 yaşındaymış.
Pis bişeydir dedim.
Oğlunu neden düşündüm.
Çünkü olayları dinlerken gözümde canlandırmam gerekti.
Çirkin canlandırdım bende napim amaaan.
Neyse komutan geldi.
Kimsiniz Nesiniz
Kime Geldiniz.
Adres
Kimlik
Senlik
Benlik
derken atladık arabaya..
Orada güvenlik gereği tekrar aynı sorgulama yapıldı.
Ve biir baayaan beni ellemek suretiyle aradı.
Ellenmedik yerim kalmamış vaziyette görüş alanına gidiverdik.
Sonra kapıdan içeri girenlere baktım.
Bir afet giriverdi içeri.
Dedim allahım bu bir melek olmalı.
Sonradan o acı gerçekle karşılaştım.
Teyzenin oğluydu bu !
Kafamdaki çirkin imajı gitti yerine taş imajı geldi.
Tabi bunlar diğer olanların yanında ikinci plandaydı.
Beynim bi kaç işi birden yapabiliyor ayıptır söylemesi.
Babamla konuşurken çocuğu kesebildim en nihayetinde.
Gözyaşları
Tel Örgüler
Haller
Hatırlar
Askerler
Bakışlar
Kaçırmalar
Süreler
Komutanlar
Ve "sürebitti"ler..
Dönüşte ise..
Sağ tarafımda deniz..
Radyoda Kreş "kalıp senin yanında..uzanıp koynuna.."
Ve üstüme gelme dercesine arabaların camlarını yumruklayan yağmur..
kara bulutlarım.
bu aralar beni çook seven KARA bulutlarım..
Gidin başımdan demiyorum.
Diyemiyorum.
Gidin kara bulutlarım beyaz bulutlarımla dolsun başım.
Diyemiyorum.
Çünkü tüm bu olanlar olmak zorundaydı.
Mecbur.
Kara bulutların gelmesi lazımdı..
Kalmak zorundalar.
Bir süreliğine..
GEÇİCİ !
Sonra gidicekler..
Önce beyaz bulutlarım gelicek..
Sonra güneş açıcak..
Herkesin yüzünde güzel bi gülümseme..
Ohhhh diyeceğiz..
Geçti işte ne kadar büyüttünüz !
Bitti bak..
Anne, abla, baba bak !
Bitti ..
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder