7 Şubat 2011 Pazartesi

elini tutardım, bana ne kadar üzgün olduğunu söylerdi, ve biz yeniden birbirimizi çok severdik.

"seni düşünmüyorum ama sürekli aklımın kenarındaki hayalinle göz göze geliyoruz."


hala rüyalarıma giriyor joseph. hala onu görüyorum düşünebiliyor musun?
rüyalarıma girmesini geçtim de, rüyalarımın çok gerçekçi olması hiç hoşuma gitmiyor. bir elin sıcaklığı rüyalarda hissedilir mi joseph?
kızgınlığımı rüyalarımda yansıtabilir miyim?
heyecanlanabilir miyim?
yavşaklığını bile hissettim rüyamda joseph. onun o umursamaz tavrını hissettim ve kızdım, kırıldım.
bin parçaya ayrıldım.
gerçekte yaptığı gibi yine hiçbir şey olmamış gibi davranıyordu. hiçbir şey yaşanmamış.
farklı olan tek şey, elimi tutmaya çalışmasıydı.
defalarca tutmaya çalıştı, defalarca elimi çektim.
ama hissediyordum joseph. duygularıma sahiptim. elimi çekerken, tutmak istediğim halde ona nasıl kızgın olduğumu, bir daha tutsun diye içimden yalvardığımı ama tekrar tuttuğunda elimi yine çektiğimi hatırlıyorum joseph.
sence bunun rüya olması ne kadar mümkün?
gerçek değildi. ama neydi bu?
peki sence bunu bana yaşattığı için ondan mı nefret etmeliyim, yoksa bunları kendime yaşattığım için kendimden mi?
o bana bunları hissettirebilecek biri miydi, yoksa ben mi büyüttüm gözümde, kalbimde onu bu kadar?
cevabı yok değil mi joseph. hiçbirinin cevabı yok.
ya da var ama bulmam için zamanın gelmesini bekliyorum.
bulduğumda ölmüş olursa? ya ben cevapları bulmadan ölürsem joseph?
onu kaçırıp öldürme isteğim sence katil filmleri izlediğimden midir söylesene?
aslında sadece kaçırmak, öldürmemek. kaçırıp camekana koyup seyretmek.
bilmiyorum joseph, aylar sonra bütün bunları neden düşünüyorum bilmiyorum.
ben sadece hayranı olduğu aktörle konuşan, dertleşen bir insanım.
lanet olasıcalar, sadece ne kadar saçmasapan işlere kalkıştığımı anlatmaya çalışıyorum.

o gitti. joseph'se hiç olmadı. ama ben yine de onları görüp konuşuyorum. bu beni deli yapar mı?

Hiç yorum yok: