5 Mayıs 2009 Salı

veni, vidi, vici..

sabah uyanıyorum, saat 7:20, işte diyorum işte yeni bi gün..diğerlerinin tıpkısının aynısı, heyecanlanmamı gerektirecek hiçbir şey olmayacak, sakin sakin gidip gelicem, bunları düşünürken alarmı hala kapatmadığımı farkediyorum, hayko bağırıyor "altı üstü 5 metreydi" diye, o anda kalkıp hazırlanmam gerektiğini anlıyorum ve kalkmak üzere sola dönüyorum, sola dönmemle taş kesilmem bir oluyor, çünkü o ses telefonun alarmından gelmiyor, haykonun ta kendisi karşımda canlı canlı duruyor, ve benim onu gördüğümü görünce bertaraf et'i kesip bana gülümsüyor, günaydın diyor, bi an bunun rüya olup olmadığını düşünüyorum, hayır hayır rüya gibi değil ki bu bildiğin gerçek, aynı oda, aynı yatak, aynı dolap, aynı bilgisayar, iyi de haykonun ne işi var burda diyorum o anda haykonun yüzü bi an ciddileşiyor ve bana yaklaşarak " sürprizimi beğenmedin mi "diye soruyor, hayır çok beğendim diyeceğim ama yok diyemiyorum, dilim tutulmuş, konuşucam konuşamıyorum, tekrar sıcak sıcak gülümsüyor ve "yeni klip gerçekten müthiş oldu Damla, sen mükemmelsin, bundan sonra klip olayını tamamen sen üstleniyorsun tamam mı" diyor, içimden ne diyor bu ya diyorum, içip içip buraya mı geldi naptı, saçmalıyor, dilim çözülüyor ve nasıl yani diyorum, ben naptım?, "klip diyorum klip, seni seçmekle çok iyi etmişim sen bi harikasın", anlamış gibi yapıyorum ama hiçbişeyi anlamlandıramıyorum." solgun görünüyosun damla neyin var ? bu aralar çok çalışıyorsun farkında mısın ? kendini ispatladın yeter artık hırpalama bu kadar " diyor, bi an telefonum çalıyor, arayan babam, açıyorum " kızım nasılsın, yine çok iyi bi iş başarmışsın annenle tebrik etmek istedik, seninle gurur duyuyoruz," diyor, kekeleyerek sağol baba ben seni sonra ararım diyorum, tüm bu olanlar hakkında hiçbir fikrim yok, sonra hayko "hoşçakal damla acil çıkmam gerek, malum turne başlıyor, görüşürüz" diyor, arkasından poyraza, umuta, murata hepsine selam diye bağırıyorum, el sallayıp gidiyor, tüm bunların şokunu atlatmaya çalışırken, mutfaktan o çıkıyor, birden yanaşıp "hayatım iyi misin, bembeyaz olmuşsun, tansiyonun falan mı düştü" diyor ve beni kanepeye oturtuyor, ona bakıyorum, ama nasıl olur, o ve ben aynı evde, hemde bu kadar imkansızken, bana ne dedi ?? hayatım mı ?, hem de o..yo yo bu kadarı fazla, noluyor diye fırlıyorum ayağa, senin ne işin var burda, diyorum, endişeli yüzü korkuyla geriliyor, nasıl yani? sen gerçekten iyi değilsin bebeğim sana su getiricem burada bekle" diyor ve hızla mutfağa giriyor, ayakta bi sağa bi sola yürümeye başlıyorum, tüm bunların bi açıklaması olmalı diyorum, birden aynada birisini görüyorum, evet gördüğüm kişi benim ama ben..ben çok değişmişim, olgunlaşmışım ve gerçekten değişmişim, biraz da güzelleşmişmiyim ne?ama 18 yaşında birine göre büyük göstermiyormuyum? düşünceler içnde boğulurken o tekrar geliyor elinde bir bardak suyla, koluma dokunuyor "kendini çok yordun son zamanlarda gerçekten iyi değilsin, bak bugün doğum günün, neden işleri bi kenara bırakıp bugünün tadını çıkarmıyosun, 27. yaşgününü unutulmaz kılmak istemez misin ?" diyor. o anda herşeyi anlıyorum, iyi ama ben gece kafamı yastığa 18 yaşında, bunalıma girdiğini sanıp, ota boka üzülen ve hayallerini bi kenara bırakan mutsuz bi genç kız olarak girmiştim, yıllar nasıl da geçti böyle, ve tüm kafama taktıklarım gitmiş, inanılcak gibi değil, hiçbir sorunum kalmamış ve hayallerim.. evet hayallerim gerçekleşmiş..düşünceler hızla beynime üşüşürken onun hala yanımda olduğunu farkediyorum , yüzü hala endişeli ve biraz da şefkatli, zaten eskiden de böyle değilmiydi, her zaman güler ve huzur verirdi, sakinleştirici bi yanı vardı, o olmadığı zamanlarda kendimi boş hissederdim o yanıma geldiğinde herşey güzel gözükürdü yanıma, ve şimdi sonsuza dek yanımda olacaktı..bunları düşünürken yüzümdeki ifade yumuşamış olacak ki yine güzel güzel gülümsüyor, onu öpüyorum ve " seni seviyorum" diyorum..küçük ama şirin bi kahkaha atıp " ben de seni seviyorum yorgunellam" diyor...

İşte "yorgunellayı" duyunca anlıyorum ki ben yine bloguma girmişim, okulun kütüphanesinde kendimi kaybetmiş biçimde yazı yazıyorum. sanki etrafımdaki her kitabın bir sözcüğünü alıntılayıp yani bi kitap oluşturmak istiyorum.
evet yazdıklarım şimdilik sadece bi hayal ama
şimdilik.
tüm bunlar aynen yazdığım gibi gerçek olucak, ve yine tüm işimin gücümün arasında bloggeri açıp "gördünüz mü" yazacağım büyük harflerle..


Hiç yorum yok: